Önce ABD derin uzmanları ‘federasyona kulak alıştırdı’.
Sonra, sınırlar delindi.. HABUR gösterisi yapıldı.
Şimdi, alan yayılması başladı.. CHP ve BDP milletvekilleriyle PKK kucaklaştı.
Meclisin bağrına çöreklenmiş PKK terör örgütü siyasi temsilcileri Şemdinli’den Batıya mesajı verdi:
Gültan Kışanak: ‘Görüldüğü kadarıyla bu bölgede yaygın kontrolü sağlamışlar…’ dedi.
HAKKARİ’nin Şemdinli İlçesi’nde 50 araçlık konvoyla 2. Habur gösterisi yapmaya gitmişlerdi.. Silahlar kuşanmış terör örgütü mensupları onları karşıladı: ‘ Tunceli’den Irak sınırına kadar bölge hakimi biziz!’ mesajını batıdaki ağababalarına yolladı.
Birkaç gün önce de Hüseyin Aygün ile sarılıp kucaklaşmışlardı..
Psikolojik harp gereği, terör örgütü gövde gösterisi, batı beslemesi medyada, ‘Aygün kaçırıldı’ ‘’BDP’nin yolu kesildi’ haberleriyle verildi..
Mesaj alınmıştı.. Bir üst aşamaya geçme zamanıydı: ABD büyükelçisi Ricciardone Aygün’le ilgili demecinde ‘durum’u açıkladı:
‘PKK ile müzakerelerin İYİ gittiğini’ ihsas etti! ‘Aman süreç zarar görmesin…’ dedi..
İngiltere’nin ünlü The Economist dergisi de son terör eylemleri ve ‘buluşmalarla’ ilgili ‘tavsiyesini’ iletti:
‘Türkiye 14 milyon Kürt’e Irak’taki kuzenlerinin yararlandığı haklardan bazılarını verse, PKK’nın terör taktikleri ve Marksist doktrini kesinlikle çekiciliğini kaybedecek.’ dedi.
Ayrıca teröre destek veren ülkeler olarak Suriye ve İran’ı işaret etti..
Oyun çok açık değil mi?!
PKK’nın Habur girişi ile infiale neden olan KÜRT AÇILIM’ı 3 yıl sonra 2. adımı attı.. Artık ‘Kurtarılmış Bölgeler’ oluşturma zamanı..
Kanser daha sonra metastas yaparak yayılacak! Meclis desteği ile ‘müzakereler’ şeffaflaşacak!
Size bir ‘şablon’dan sözetmiştim.. İşte o şablon’un tam orta yerindeyiz..
Ordu eli kolu bağlı ve işlevsiz. Teröriste selam vermeden ateş etmesi, sınırı aşmasını bırakın, doğuda dağlarda dolaşması izne bağlı! Bırakın doğuyu, İstanbul Kurtuluş’un ortası savaş alanı!
Hükümet, Atlantik ötesinden gelen yol haritasını izliyor.. Müzakerelere oturuyor.
Millet şaşkın, korumasız… Mehmetçik ölüyor.
Bu son ‘orta oyunu’ ile , Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Doğu, Güneydoğu bölgelerinde ‘hakimiyet’ kuran bir ‘toplum’ olduğu meşrulaştırılmaktadır. Artık Tunceli ötesine TSK tarafından herhangi bir müdahale, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, ‘Kuzey Kürdistan topraklarına’ şiddet uygulaması ve bir toplumu hedef alması olarak algılanacaktır.
Libya’da uygulanan BM koruma yasası, R to P (Responsabilitiy to Protect) Tunceli doğusunu uluslararası toplumun ilgi alanına sokacaktır.
Bundan sonra başımıza gelecek olan, BDP’li belediyelerin özerklik ilanıdır.. Yanlarında AB yetkilileri, CIA ‘uzmanları’, Türkiye’nin hainleri, özledikleri eyalet sistemini de facto hayata geçireceklerdir..
Buna direnç gösteren millet, gerek terör örgütü, gerek Antakya, Kilis, Urfa, Gaziantep, Adana’ya yerleştirilmiş olan batı beslemesi küresel katiller tarafından tasfiye edileceklerdir.
Çok mu korkunç bir tablo! Daha önce söylediğimizde ‘komplo’ demişlerdi.. Geldiğimiz nokta bu!
ABD derin devletinin başadamı Kissinger, geçenlerde yaptığı konuşmada, ‘Kürt Federasyonu’ndan sözediyordu.. Aynı konu Türkiye’de Kürtçü zevatın ağzından düşmüyor.. Ahmet Türk, ‘Özgür bir Kürt coğrafyası, sınırlar değişmeden de mümkün’ diyor. O da Irak İran Suriye ve Türkiye’de Kürt eyaletleri kurulmasından ve konfederasyon sisteminden sözediyor.. Ağız değiştirdi: ‘4 parçadan Kürtlerin birleşmesi intihar olur!’ diyor…
Bu ağız değişikliği Atlantik ötesinden verilen ‘yavaş geçiş’ yol haritasıyla ilgili. Ağır ölüm de diyebiliriz.
Kissinger, 6 Ağustos konuşmasında, ‘Suriye Türkiye İran ve Irak’da oluşmuş ve oluşacak Kürt Eyaletleri, ülkeleri bölmeden, konfedere devlet olarak ortaya çıkabilir, zamanı gelince başka adımlar atar..’
Çok açık değil mi? Türk milletini ‘patlatmadan’ ‘Yavaş geçiş’ modeli! Kurbağayı ılık suya atıp kaynatma taktiği!
2006’da ünlü Oslo ‘arabulucusu’ Prof. Dr. Johan Galtung 3 aşamalı modeli açıklamıştı:
– “Birinci aşamada Kürtlerin yaşadığı dört ülke Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de, insan hakları iyileştirmeleri Kürtleri de içine alacak şekilde sağlanmalı. İkinci aşamada her dört ülkede Kürtler özekliklerine kavuşturulmalı. Son aşamada ise dört Kürt özerk eyaleti bir araya gelerek Kürdistan konfederasyonunu oluşturmalı!’ (http://www.calpeacepower.org/0201/galtung_transcend.htm)
Süreç 1991’den beri atılımlarla ileri geri adımlarla işlemektedir.. Son 10 yılda ise jet hızıyla ilerlemektedir..
İlk aşamada insan hakları özgürlükler kimlik sorunu tartışmaları ortalığı sardı, tv kanalı ve Kürdoloji enstitüleri açıldı, PKK propagandası serbest bırakıldı, Türk milliyetçiliği yapmak yasaklandı. Terörü savunmak ‘demokratlık’, milleti ve ulusu savunmak ‘faşistlik’ ‘ırkçılık’ olarak tanımlandı!
Şimdi özerklik çalışmalarının ilk safhasındayız..
Terör örgütü ve yandaşları Uluslararası toplum tarafından meşrulaştırılmaktadır. Siyasi kanadı oluşturulmuş, müzakerelere oturulmuştur. Terör örgütü uyuşturucu paralarıyla milyarlarca dolar servete kavuşmuştur.
İran ve Suriye ile işbirliği iddiaları bu dönem için Türkiye’nin izolasyonu için şarttır. Esad bu aşamada Türkiye sınırına kendine sadık ve Barzani-PKK ekibine uzak, Kürt grupları yerleştirmiştir.. Bu, oyunu bozan bir adımdır.
İran da ABD’ye sadık PEJAK terör mensuplarını tasfiye etmektedir.
‘Kürt konfederasyonu’ için özerk parçalar oluşturulması düşünülen, 4 ülkeden Irak, Türkiye’nin emperyalizme verdiği eşsiz destekle parçalanmış ve bir Kürt özerk bölgesi, Türkmen, işbirliği yapmayan Kürt ve Arap aşiretlerin kanı pahasına kurulmuştur. Diğer 3 ülke de (Suriye, İran, Türkiye) bölgedeki en köklü ulus devletlerdir.. Ve son aşamada, savaşarak topraklarını koruyacakları kesindir.
Faşist NATO planları ile bölge insanını kana boğanlar varsa, her 4 ülkede de bu planı geçen yüzyıl başındaki gibi toprağa gömecek milyonlarca aklı başında insan vardır!
Banu AVAR, 18 Ağustos 2012
[email protected]
Sonra, sınırlar delindi.. HABUR gösterisi yapıldı.
Şimdi, alan yayılması başladı.. CHP ve BDP milletvekilleriyle PKK kucaklaştı.
Meclisin bağrına çöreklenmiş PKK terör örgütü siyasi temsilcileri Şemdinli’den Batıya mesajı verdi:
Gültan Kışanak: ‘Görüldüğü kadarıyla bu bölgede yaygın kontrolü sağlamışlar…’ dedi.
HAKKARİ’nin Şemdinli İlçesi’nde 50 araçlık konvoyla 2. Habur gösterisi yapmaya gitmişlerdi.. Silahlar kuşanmış terör örgütü mensupları onları karşıladı: ‘ Tunceli’den Irak sınırına kadar bölge hakimi biziz!’ mesajını batıdaki ağababalarına yolladı.
Birkaç gün önce de Hüseyin Aygün ile sarılıp kucaklaşmışlardı..
Psikolojik harp gereği, terör örgütü gövde gösterisi, batı beslemesi medyada, ‘Aygün kaçırıldı’ ‘’BDP’nin yolu kesildi’ haberleriyle verildi..
Mesaj alınmıştı.. Bir üst aşamaya geçme zamanıydı: ABD büyükelçisi Ricciardone Aygün’le ilgili demecinde ‘durum’u açıkladı:
‘PKK ile müzakerelerin İYİ gittiğini’ ihsas etti! ‘Aman süreç zarar görmesin…’ dedi..
İngiltere’nin ünlü The Economist dergisi de son terör eylemleri ve ‘buluşmalarla’ ilgili ‘tavsiyesini’ iletti:
‘Türkiye 14 milyon Kürt’e Irak’taki kuzenlerinin yararlandığı haklardan bazılarını verse, PKK’nın terör taktikleri ve Marksist doktrini kesinlikle çekiciliğini kaybedecek.’ dedi.
Ayrıca teröre destek veren ülkeler olarak Suriye ve İran’ı işaret etti..
Oyun çok açık değil mi?!
PKK’nın Habur girişi ile infiale neden olan KÜRT AÇILIM’ı 3 yıl sonra 2. adımı attı.. Artık ‘Kurtarılmış Bölgeler’ oluşturma zamanı..
Kanser daha sonra metastas yaparak yayılacak! Meclis desteği ile ‘müzakereler’ şeffaflaşacak!
Size bir ‘şablon’dan sözetmiştim.. İşte o şablon’un tam orta yerindeyiz..
Ordu eli kolu bağlı ve işlevsiz. Teröriste selam vermeden ateş etmesi, sınırı aşmasını bırakın, doğuda dağlarda dolaşması izne bağlı! Bırakın doğuyu, İstanbul Kurtuluş’un ortası savaş alanı!
Hükümet, Atlantik ötesinden gelen yol haritasını izliyor.. Müzakerelere oturuyor.
Millet şaşkın, korumasız… Mehmetçik ölüyor.
Bu son ‘orta oyunu’ ile , Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Doğu, Güneydoğu bölgelerinde ‘hakimiyet’ kuran bir ‘toplum’ olduğu meşrulaştırılmaktadır. Artık Tunceli ötesine TSK tarafından herhangi bir müdahale, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, ‘Kuzey Kürdistan topraklarına’ şiddet uygulaması ve bir toplumu hedef alması olarak algılanacaktır.
Libya’da uygulanan BM koruma yasası, R to P (Responsabilitiy to Protect) Tunceli doğusunu uluslararası toplumun ilgi alanına sokacaktır.
Bundan sonra başımıza gelecek olan, BDP’li belediyelerin özerklik ilanıdır.. Yanlarında AB yetkilileri, CIA ‘uzmanları’, Türkiye’nin hainleri, özledikleri eyalet sistemini de facto hayata geçireceklerdir..
Buna direnç gösteren millet, gerek terör örgütü, gerek Antakya, Kilis, Urfa, Gaziantep, Adana’ya yerleştirilmiş olan batı beslemesi küresel katiller tarafından tasfiye edileceklerdir.
Çok mu korkunç bir tablo! Daha önce söylediğimizde ‘komplo’ demişlerdi.. Geldiğimiz nokta bu!
ABD derin devletinin başadamı Kissinger, geçenlerde yaptığı konuşmada, ‘Kürt Federasyonu’ndan sözediyordu.. Aynı konu Türkiye’de Kürtçü zevatın ağzından düşmüyor.. Ahmet Türk, ‘Özgür bir Kürt coğrafyası, sınırlar değişmeden de mümkün’ diyor. O da Irak İran Suriye ve Türkiye’de Kürt eyaletleri kurulmasından ve konfederasyon sisteminden sözediyor.. Ağız değiştirdi: ‘4 parçadan Kürtlerin birleşmesi intihar olur!’ diyor…
Bu ağız değişikliği Atlantik ötesinden verilen ‘yavaş geçiş’ yol haritasıyla ilgili. Ağır ölüm de diyebiliriz.
Kissinger, 6 Ağustos konuşmasında, ‘Suriye Türkiye İran ve Irak’da oluşmuş ve oluşacak Kürt Eyaletleri, ülkeleri bölmeden, konfedere devlet olarak ortaya çıkabilir, zamanı gelince başka adımlar atar..’
Çok açık değil mi? Türk milletini ‘patlatmadan’ ‘Yavaş geçiş’ modeli! Kurbağayı ılık suya atıp kaynatma taktiği!
2006’da ünlü Oslo ‘arabulucusu’ Prof. Dr. Johan Galtung 3 aşamalı modeli açıklamıştı:
– “Birinci aşamada Kürtlerin yaşadığı dört ülke Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de, insan hakları iyileştirmeleri Kürtleri de içine alacak şekilde sağlanmalı. İkinci aşamada her dört ülkede Kürtler özekliklerine kavuşturulmalı. Son aşamada ise dört Kürt özerk eyaleti bir araya gelerek Kürdistan konfederasyonunu oluşturmalı!’ (http://www.calpeacepower.org/0201/galtung_transcend.htm)
Süreç 1991’den beri atılımlarla ileri geri adımlarla işlemektedir.. Son 10 yılda ise jet hızıyla ilerlemektedir..
İlk aşamada insan hakları özgürlükler kimlik sorunu tartışmaları ortalığı sardı, tv kanalı ve Kürdoloji enstitüleri açıldı, PKK propagandası serbest bırakıldı, Türk milliyetçiliği yapmak yasaklandı. Terörü savunmak ‘demokratlık’, milleti ve ulusu savunmak ‘faşistlik’ ‘ırkçılık’ olarak tanımlandı!
Şimdi özerklik çalışmalarının ilk safhasındayız..
Terör örgütü ve yandaşları Uluslararası toplum tarafından meşrulaştırılmaktadır. Siyasi kanadı oluşturulmuş, müzakerelere oturulmuştur. Terör örgütü uyuşturucu paralarıyla milyarlarca dolar servete kavuşmuştur.
İran ve Suriye ile işbirliği iddiaları bu dönem için Türkiye’nin izolasyonu için şarttır. Esad bu aşamada Türkiye sınırına kendine sadık ve Barzani-PKK ekibine uzak, Kürt grupları yerleştirmiştir.. Bu, oyunu bozan bir adımdır.
İran da ABD’ye sadık PEJAK terör mensuplarını tasfiye etmektedir.
‘Kürt konfederasyonu’ için özerk parçalar oluşturulması düşünülen, 4 ülkeden Irak, Türkiye’nin emperyalizme verdiği eşsiz destekle parçalanmış ve bir Kürt özerk bölgesi, Türkmen, işbirliği yapmayan Kürt ve Arap aşiretlerin kanı pahasına kurulmuştur. Diğer 3 ülke de (Suriye, İran, Türkiye) bölgedeki en köklü ulus devletlerdir.. Ve son aşamada, savaşarak topraklarını koruyacakları kesindir.
Faşist NATO planları ile bölge insanını kana boğanlar varsa, her 4 ülkede de bu planı geçen yüzyıl başındaki gibi toprağa gömecek milyonlarca aklı başında insan vardır!
Banu AVAR, 18 Ağustos 2012
[email protected]