'Amerika'nın Kürtleri!' 'Suriye'nin Kürtleri!' / Banu AVAR

0
1075

Batı beslemesi Suriye ‘muhalefeti’ paramparça. ‘Uluslararası camia’ denen terör çetelerikarşılarına alıp mutabakat yapacakları adam bulamamaktan şikayetçi. Küresel sermayenin Londra-Oslo hattı yani Rothschilds kanadı İsveç’ten Kürt asıllı Suriyeli Abdülbasit Seyda’yı Suriye Ulusal Konseyi’nin başına getirdi.. ABD merkezli Rockefeller takımı SUK’dan ümidini kesti.. Seyda ne hayal edildiği gibi Kürt grupları birleştirebildi ne de katil orduları tarafından kaale alındı.
Rakip cenah, birbiriyle güç kavgasındaki El Kaide, Müslüman Kardeşler ve Cihadist terör gruplarını aynı çatı altında toplayıp başlarına da yönetimi ele alabilecek kapasitede bir aktör bulmaya çalıştı ama nafile… ‘Hür’ Suriye Ordusu genel adı altında toplanan çetelere yardım Türkiye üzerinden Katar, Suudi desteğiyle yürüyor. Ama görülüyor ki katil çeteleri sadece Suriye’de katliam yapmıyor, hızla Türkiye’nin sınır illerini işgâl ediyor! Şimdi Türkiye kendine dönük silahların dağıtıcısı durumunda.. Kendini vuracak katillerin koruyucu destekçi ve himayecisi. Kimin eline geçtiği belli olmayan silah ve mühimmatı dağıtmakla sorumlu …
Tam bu sırada Esad kendine yakın Kürt Partisi PYD’yi sınır bölgelerine yerleştirdi.. PYD, Müslüman ‘biraderler’, El kaide ve ‘Hür’ Suriye Ordusu’ ile KARŞI KARŞIYA geldi. Selefi gruplarla aynı cephede değil karşı cephede Suriye ordusu ile beraber hareket etmekteydi..
Esad’ın bu hamlesi, Washington stratejistlerinin ‘Hatay-Halep arasında bir ‘güvenli’ bölge oluşturulması’ hamlesini bozguna uğrattı.. Esad’ın satranç hamlesiyle Suriye, kendine yakın Kürt gruplarla, Türkiye-Suriye sınırında bir ‘güvenli bölge’ açmıştı..
Batı basını bu durumu ‘Suriye PKK’sı Türkiye’ye komşu oldu! Türkiye zorda!’ diye yorumladı.. Aslında zorda olan kendileriydi.. Tampon bölge çalışmaları sekteye uğramıştı..
Bu son derece ilginç bir durumdur.. Bu işe kafa yoranlarca da yeterince üzerinde durulmamıştır..
10 Ağustos’da Rudaw Kürtçe Haftalık gazetede yayınlanan Ebdilhakim Beşar röportajı durumu açıklamak bakımından çok önemlidir..
Kimdir Ebdilhekim?
Suriye Kürt Demokrat Partisi (El-Partî) Başkanıdır ve Suriye Kürt Ulusal Meclisi (ENKS) Dışilişkiler Sorumlusudur. Esad’a bağlı olan PYD ile arası yoktur. Kürt grupların kurduğu Kürt Ulusal Meclisi’nin Suriye Ulusal Konseyi ne ve batı tarafından desteklendiğini açıkça söylemekte, ve bu bağlılığın PYD için geçerli olmadığını ifade etmektedir.
İşte Hevidar Ehmet’in yaptığı röportajdan bir bölüm: Durumun ne kadar derin çelişkiler içerdiğini anlamak ve ona göre tavır almak açısından bu röportajın son derece önemli olduğunu düşünüyorum:

      “HE- Ancak medyada Kobanê, Efrîn, Dêrîk ve Amûdê kentlerinin kurtarıldığından söz ediliyor?
      EB- Kurtarılmış olmanın kimi özellikleri var. Bir şehir kurtarılmışsa eğer, Suriye hükümetinin yeniden oraya girmesi mümkün olmamalı. Şu anda, kurtarıldığı söylenen şehirler de dahil olmak üzere, tüm Kürt kentlerinde Suriye güvenlik güçleri var. Halkı öldüren güçler Kürt kentlerinde bulunuyor. Doğrudur, var olan bir gücün bayrağı [PYD kastediliyor] Suriye hükümetine ait kimi binalara çekilmiş durumda, ancak Suriye hükümeti istediği an onları uzaklaştırabilir. Şu anda da Suriye hükümeti her gün, herhangi bir sorun yaşamadan o binalara gidiyor, gerek duyduğu şeyleri götürüyor ve geri dönüyor. Bu nedenle de diyoruz ki, Batı Kürdistan’daki hiçbir Kürt bölgesi kurtarılmış değil.
      HE- Yani, sözünü ettiğiniz Kürt tarafının görevi yalnızca Suriye hükümetine ait binaların korunması mı?
      EB- Resmi hükümet binaları ‘ kurtarılmış’ değil, hükümet istediği an resmi binalara girebiliyor. Şu anda, o Kürt tarafının hareketleri [PYD kastediliyor] nedeniyle Kürt halkının mücadelesi olumsuz etkileniyor, zira bu tavırlar Kürt güçlerinin Suriye hükümetine yardım ettiği düşüncesinin yerleşmesine neden oluyor. Suriye hükümetinin, hiçbir çatışma yaşanmadan kimi bölgeleri bir Kürt tarafının egemenliğine bırakması, Kürtler açısından oldukça kötü bir durum. Suriye halkı, özellikle de devrim mücadelesi içinde olanlar Kürt halkına düşman oluyor.
      HE- Neden siz ENKS olarak resmi binalara yerleşmiyorsunuz?
      EB- Gitmemize izin verilmiyor. Suriye hükümeti anında silahlı güç kullanarak bu binaları bizden geri alıyor.
      HE- 2 bin PKK gerillasının Batı Kürdistan’ a geldiği söyleniyor, doğru mu?
      EB- Sayılarının ne kadar olduğunu bilmiyorum, ama PKK’nin silahlı güçleri var. Şu anda da silahlı güçlerini Suriye ile Kürdistan Bölgesi sınırına toplamış durumdalar. PYD de, Kürdistan Bölgesi’nden tek bir silahlı kişinin Batı Kürdistan’ a geçmesine izin vermeyeceğini söylüyor.
      HE- Yani, Kürt kentlerinin korunması için Kürdistan bölgesinden giden her gücün geçişini engelliyorlar?
      EB- Evet, kesinlikle kabul etmiyoruz diyorlar ve karşılarına dikiliyorlar.
      HE- Suriye’de PYD dışında herhangi bir Kürt partisinin silahı var mı?
      EB- Hayır, yalnızca PYD’nin silahı var.
      HE- ENKS (Suriye Ulusal Kürt meclisi) 15’in üzerinde Kürt partisinden oluşuyor,PYD ise tek parti. Kürt kentlerinin yönetilmesinde yüzde 50, yüzde 50 oranına nasıl razı oldunuz?
      EB- El-Partî ve ENKS olarak birçok amacımız var. Hewlêr Anlaşması’ndaki uzlaşma doğrultusunda, amaçlarımıza ulaşmak için PYD’ye birçok olanak sağlamak istedik. Birincisi: Kardeş kavgasının önüne geçmek. İkincisi: PYD’yi Esad rejiminden uzaklaştırmak. Üçüncüsü: PYD’nin Kürt halkının hizmetinde olması. Bu üç maddeden dolayı birçok şeyi kabul ettik.
      HE- Bunlar pratikte de uygulandılar mı?
      EB- Hayır, şu ana kadar uygulanmadılar. Doğrudur, siyasi anlamda kabul edildiler ancak uygulamada sorun hala devam ediyor ve sorunun kaynağı PYD’dir, hala durumlarını koruyorlar, değişmediler. Şu ana kadar da hala biz bağımsızız ve kimseden talimat almıyoruz diyorlar. ‘PYD pratikte Hewlêr (Erbil) anlaşmasının gereklerini yerine getirmiyor’
      HE- ENKS olarak Amerika, Britanya ve batılı devletlerle ilişkileriniz var mı?
      EB- Evet, güçlü bir ilişkimiz var. Şu anda Fransa ile ilişkilerimiz var ve onlar da Kürtlerin haklarını elde etmelerinden yanalar, federasyonun Kürtlerin hakları olduğunu söylüyorlar, ancak henüz bunu ilan etmemizden yana değiller. Amerika da, Arapların hoşuna gitmediği için, federasyondan söz etmemizi istemiyor, şimdilik Araplarla dost olmamızı, ilişkiler geliştikçe federasyon içerikli taleplerde bulunmamızı tavsiye ediyor. Britanya’nın tavrı açık değil, ancak Kürtlerin haklarından yana olduklarını söylüyorlar.
      HE- Türkiye ile ilişkiniz var mı?
    EB- Evet, iki kez Dışişleri Bakan Yardımcısı ile toplantı yaptık. Görüşlerimiz farklıydı. Türkiye’ye göre, Suriye’deki Kürt sorunu da Türkiye Kürdistanı’ndaki gibi çözülmeli. Belediye başkanı, parlamenter ve bakan olma hakkınız olmalı, dediler.”

Röportaj bu.. Burada Esad’ın satrancının kendine bağlı Kürt grupları, Batı yanlısı siyasi ve terör şebekelerine karşı konuşlandırdığı görülüyor.. Uluslararası camia tarafından ‘ikna’ edilmiş Kürt gruplar ve ‘Hür’ Suriye Ordusu ve Suriye Ulusal Konseyi ile PYD arasında silahlı mücadeleye varan bir çatışma var. Bilginize!
Banu AVAR, 17 Ağustos 2012
[email protected]

Önceki İçerik'Operasyonel Resim' Ve Dağa Çıkanlar! / Banu AVAR
Sonraki İçerikHabur 2. Perde: PKK Halka ‘Açılıyor’! / Banu AVAR
2009’da Avrasya TV'de DÜNYA DÜZENİ adlı haber programını yaptı. 2004-2008 arasında TRT'de ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı. Londra City University televizyon bölümünde yüksek lisans yapan ve BBC TV Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalışmış, TRT’nin Londra muhabirliğini üstlenmiş; Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalışmış ve birçok dizi yazıya imza atmıştır. TRT 1 ve TRT 2’de yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği "Mozaik" ve "Kaleideskop" programları yayınlanmıştır. "32. Gün" programının ilk yıllarında programın Londra muhabirliğini yapmış ve Kıbrıs, Demirkırat gibi belgesellerde yapımcı, araştırmacı olarak görev almıştır. BEN SEZAR (‘I, Ceasar’), KIRIM SAVAŞI (‘Crimean War’), BÜYÜK OYUN ‘The Great Game’ ve TRUVA ‘Troy’ gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yer almıştır. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır. 2004 yılında -Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte- işine son verilmiştir. Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Artık BİZ DE varız!, Devlerin Savaş Alanı Afganistan, Türkiye Sevdalıları gibi belgesellerden OHRİ, GÜZEL OHRİ Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında bir çok kez gösterime girmiştir; Rıza oğlu Haydar ALİYEV belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca yayınlanmıştır. 2004 yılında yapımına başladığı; Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 82 ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında belgeseli 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı.. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir! Avar daha sonra, 2009 Şubat - Haziran arasında AVRASYA TV (ART)'de "DÜNYA DÜZENİ" adlı haber programını yaptı. Banu Avar, 2004-2008 yılları arasında 40'dan fazla kurumdan çeşitli ödüller ve plaketler almıştır. 8 kitabı bulunmaktadır: Sınırlar Arasında (2006) Avrasyalı Olmak (2007) Hangi Avrupa (2007) ‘Böl ve Yut!’ (2008) Hangi Dünya Düzeni (2009) Kaçın Demokrasi Geliyor (2010) Gün O Gündür (2012) Zemberek (2016)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz