Daha önceki bir yayında Attila İlhan’ın ünlü ‘Komprador Aydın’ tanımını anlatacağımı söylemiştim.
Komprador aydın demiştik, bugün gelin Attila İlhan’a ait bu tanımı kurcalayalım, Attila ağabey “Emperyalizmin etki alanı altında bulunan Türk toplumunun komprador bir ekonomisi ve komprador bir burjuvazisi var” derdi. Yani Türk toplumu olarak komprador bir kültür içinde yaşamaktayız ve Emperyalizm bu kültürü sürekli olarak yeşertmekte!
Ne demek bu Komprador?
Attila İlhan şöyle açıklıyordu: “Sömürgecilik dünyaya yayılmaya başlayınca ‘Bu yayılmada biz nasıl bir yol kullanacağız?’ tartışmaları doğmuş, emperyaller güzel bir yol bulmuşlar. Üzerine hâkimiyet kurmak istedikleri toprakları tespit ediyorlar. Buralara misyonerleri yolluyorlar. Ardından misyoner okulları kuruyorlar. Bizdeki Robert Kolej gibi!
Ve yanı sıra da bazı büyük şirketler oralarda acenteler açıyor ve ticaret başlıyor.
Bu ticareti geliştirebilmek için de bir takım büyük ticaret firmalarının temsilcileri o ülkelere gidiyorlar. Ama yerli halkla ilişki kurmakta güçlük çekiyorlar. Bu güçlüğü aşmak için misyoner mekteplerinde Hıristiyanlaştırdıkları yerlilere kendi dillerini, kendi kültürlerini öğretiyorlar. Ortaya yeni bir tip insan çıkıyor. Bu yeni tip insan ana kültürüyle baba kültürüyle yerli; fakat misyonerlerden aldığı eğitimle yabancı.
İlk defa bunlara “kompradore” diyorlar; Kompradore, doğrudan doğruya bir yerli halkın içinden seçilmiş, dini, dili ve kültürü değiştirilmiş yani kültürsüzleştirilmiş birinin emperyal ülkeye tâbi bir insan olarak kullanılması anlamına geliyor.”
Attila ağabey Komprador burjuvaziyi böyle tanımlıyor.
Komprador burjuvazi çıkarlarıyla sisteme bağlıdır. Yaşama biçimi de bağlı olduğu sistemle aynıdır.
GELELİM KOMPRADOR AYDIN’A…
“Komprador aydın, ‘KOMPRADOR BURJUVAZİ’ ile işbirliği yaparak halkı aldatan aydın tipidir. İğdiş edilmiş aydındır. Komprador burjuvaziye karşı direnen halkı yanıltmakla görevlidir.
Halk direnirken aydınlarla bütünleşerek başarıya ulaşabilir. İşte komprador aydın burjuvazinin yanında durarak bunu önler.
Emperyalizm kendi kültürünü benimsettiği komprador aydını öyle güzel kullanır ki halkla aydının arası açılır, tehlikeli önderlik engellenmiş olur. Daha da önemlisi komprador aydın komprador burjuvayla aynı yaşam biçimini benimsediğinden bunun adı ‘İLERİCİLİK’ olur ve sömürü düzeni betonlaşır.
300 yıldır Türklerin yaşadığı budur.”
Attila ağabey bunu ilk anlatan, altını çizen ve bizi uyaran aydındır.
“Jön Türklerden bu yana ilerici Türk aydını BATILI EMPERYALİST KÜLTÜRÜN ADAMIDIR” demiştir.
Bu aydın tipi KOMPRADOR BURJUVAZİYLE UYUMLU ama kendi HALKIYLA UYUMSUZDUR!
Ve ‘ilerici’yim diyen iki farklı tip Türk aydınını şöyle anlatır:
Birincisi, bir yandan komprador ekonomiye karşı çıkan, öte yandan ilericilik adına komprador kültürü savunan yani sömürenlerin kültürünü savunan bir aydın tipi.
İkincisi, sorunu çağdaş bir çözüme ulaştırmak yerine duygusallıkla geçmişe sığınan, muhafazakâr, çağdışı Osmanlıcılığa sarılan aydın tipi. Oysa Osmanlı bu kültürel yozlaşmayı başımıza bela edendir. Ondan da bihaberdirler!
Attila İlhan’ın en önemli tespitlerinin başında gelir Komprador aydın sorunu…
Lütfen sizler de bu tanımı sorgulayın!
Türkiye ekonomik olarak tutsak yaşadıkça ulusal burjuvazisini doğuramıyor ve kültürde de ulusallaşamıyor, demiştir Attila İlhan.
Şu ÇÖZÜMÜ söylemiştir:
“Komprador kültüre ancak ulusal kültürle karşı çıkılır ki ulusal kültür ancak ezilen sınıflarla bütünleşmiş aydınlarca yaratılır. Komprador olmayan aydınlarla, yani gerçek halkla!”
Banu AVAR, 11 Haziran 2023