Ailemde birçok devlet demiryolcu vardır. Bizim için Devlet Demiryolları kutsaldır. Annem çocukluğunu Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) kara trenlerinin lokomotiflerinde geçirdiğini kazanda pişen şeker pancarlarının nefasetini anlatırdı. Ben daha 6-7 yaşındayken trenle İstanbul’dan Ankara’ya halama yalnız gönderilirdim ve Nazım Hikmet şiirlerini ilk kez yemekli vagonda tanıştığım büyüklerimden duymuştum.
O nedenle son gelişmeler acı verici! Bu millet için efsane olan TCDD eritiliyor ve davul halkın boynunda, tokmak taşeron şirketlerin elinde.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçenlerde ‘Ekonomi Reform Paketi’ni açıkladı. Hacmi 280 milyar lirayı geçen Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) yeniden yapılandırılacakmış!
Bölüm Tam Metni
Ailemde birçok devlet demir yolcu vardır. Bizim için ‘Devlet Demiryolları’ kutsaldır. Annem çocukluğunu Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) kara trenlerinin lokomotiflerinde geçirdiğini anlatır kazanda pişen şeker pancarlarının nefasetini anlatırdı. Ben daha 6-7 yaşındayken İstanbul’dan Ankara’ya halama yalnız gönderilirdim ve Nazım Hikmet şiirlerini ilk kez yemekli vagonda tanıştığım büyüklerimden duymuştum. O nedenle son gelişmeler acı verici! TCDD’de davul halkın boynunda, tokmak taşeron şirketlerin elinde…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçenlerde ‘Ekonomi Reform Paketi’ni açıkladı. Hacmi 280 milyar lirayı geçen Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) yeniden yapılandırılacakmış!
Yüz bin kişinin çalıştığı Kamu İktisadi Teşebbüsleri etkin, esnek bir yapıya dönüştürülecekmiş… Türkiye Petrolleri Devlet Demiryolları, BOTAŞ ve Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi gibi halka ait şirketler kıvrak bir manevrayla özelleştirilmiyormuş gibi yapılarak özelleştirilecekler ya da taşerona peşkeş çekilecekler. Yani yatırımları yine devlet yapacak! Halkın vergileriyle bu şirketlere para akıtılacak ama parsayı taşeron şirketler toplayacak. Hem para verecek hem hizmet alamayacağız. Özeti bu!
Moda terimler var ya, onlardan biri de yeniden yapılandırma! İşte canımız ruhumuz Devlet Demiryolları diğer KİT’ler gibi önce partililere arpalık yapıldı. Şimdi de yeniden yapılandırılıyor. Bu süreçte Devlet Demiryolları önce altyapı ve taşımacılık diye iki ayrı gruba ayrılmıştı. Şimdi daha ufak parçalara bölünecek… Bölünen parçalar farklı şirketlere ikram edilecek!
E canım, 1 kişinin işini 20 kişi yapıyor! KİT’lerdeki hantal yapıyı ancak özel sektör sonlandırır. Bu lafları 40 yıldır duyarım… Özel sektör, girdiği her yerde sadece hantal yapıyı değil yapının tümünü yok ediyor. Sonra Türk Telekom’da yaptığı gibi paraları lüpleyip, borçlarını da halka ödetiyor. O yüzden bu mavraya karnımız tok!
Tüm dünya karma ekonomiye kamu sektörüyle bölüşümlü ekonomiye dönerken Türkiye’nin en kıymetli varlıklarını yeniden yapılandırması yani taşeron firmalara peşkeş çekmesi nasıl değerlendirilmeli!
Bence bu iş bu ülkeyi yönetenlerin altından kalkamayacağı borçlara işaret ediyor. Sakın mecburi bir yeniden yapılanma olmasın bu peşkeşler!
Üst kademelerden çıkan sesler bizi bir yüzyıl geriye götürüyor. Attila İlhan’ın “İki Ekol” adlı makalesini size hatırlatmalıyım… Bu makaleyi 1982’de yazmıştı yani 40 yıl önce!.. Tanzimat Dönemi devlet adamlarının İngiliz aşkına örnekler veren bir makaledir.
İlk örnek Tanzimat paşası Sadrazam Keçecizade Fuat Paşa. Vasiyetinde diyor ki: “En önemli müttefikimiz İngiltere’dir. Babı Âliyi İngiltere’nin dostluğundan mahrum görmektense birkaç vilayetimizi elden çıkmış görmeyi tercih ederim!”
Bir başka Tanzimatçı örneği Ali Paşadır. Vergiler şirketlerce toplansa diyebilmiştir. Savaş donanması kurmayı gereksiz diye nitelemiştir. Vakit geçirilmeden donanma dağıtılmalıdır, deniz gücü özel sektöre devredilmeli, özel sektörü de yabancılar desteklemelidir.
Attila İlhan, Damat Ferit’e de değiniyor.
30 Mart 1919 Tam 102 yıl önce… Damat Ferit Paşa, Padişah adına İngiliz Yüksek Komiserini ziyaret ediyor.
Teklifleri şunlar:
Ülke 15 yıl süreyle İngiliz denetimine bırakılacak,
Bakanlıklara İngiliz müsteşarlar atanacak,
Vali yardımcıları İngiliz Başkonsoloslar olacak,
İngiltere Osmanlı Maliyesini denetleyecek!
Yani; Osmanlı devlet adamları yönetemedikleri bir mülkü İngiltere’ye sömürge olarak takdim etmişlerdir.
Bu bir tür sürüngen devlet adamlarının zıddı Mustafa kemal Paşa’dır. Bir tarafta Tanzimat ekolünden paşalar vardır, öbür tarafta müdafaayı hukukçu devlet adamları vardır.
Bunlardan ilki yabancılara “Kurtar Bizi” diye temenna ederler. Diğeri ise; “Ya İstiklal Ya Ölüm” der.
Aradaki fark o denli keskindir!
Banu AVAR
1 Nisan 2021