101 Yıl önce 16 Mart 1920’de sabaha karşı İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan deniz piyadeleri, İstanbul’u işgale başladılar. Harbiye ve Bahriye Nazırlıkları başta olmak üzere tüm hükümet binaları, telgraf merkezleri, Türk Ocağı Binası, karakol ve kışlalar, silah depoları ele geçirildi. Şehzadebaşı Karakolu’nda, 6 er şehit edildi, 15’i yaralandı. İstanbul ve çevresinde sıkıyönetim ilan edildi. Gazeteler yasaklandı. Beykoz’da çeteci diye 27 taş ocağı işçisi öldürüldü. Direnişçi örgütlere üye olma ya da yardım etmeye ölüm cezası getirildi. Yalnızca Türkleri yargılayacak özel askeri mahkemeler kuruldu. İngiliz birlikleri 16 Mart akşamı Meclis’i sardılar. Hüseyin Rauf ve Kara Vasıf Bey ve 85 milletvekili tutuklandı. 11 Nisan 1920’de Osmanlı Meclisi kapandı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kuruluşuyla işgal süreci birbirine paraleldir… Türkçesiyle İngilizleri Sevenler Derneği kurulalı henüz bir yıl olmuştu. O bir yıl önemli bir, 1 yıldı!
İngilizlere muhabbet duyanlar para ve güce “âşık” olanlar İngilizlerle el ele vermişti.
İngiliz Büyükelçiliğinin görevlendirdiği adamlar içerdeki işbirlikçileri tespit etmekte hiç zorlanmadı. Papaz Frew ve Tercüman Ryan, ve General Deeds operasyonu yönetenlerdi, kendilerine parmak kaldıran Sait Molla başta olmak üzere birçok hainle el ele verdiler.
İngiliz Severler Cemiyeti’ni içerden birileri kurdurmuşlardı. Sait Molla işi üstlendi. Taktik: İslamcı tarikatlarla işbirliği yapılarak büyük kitleleri etkilemekti. Sonuç: ‘İngiliz İslam’ı olacaktı.
Bölüm Tam Metni
101 Yıl önce 16 Mart 1920’de sabaha karşı İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan deniz piyadeleri, İstanbul’u işgale başladılar. Harbiye ve Bahriye Nazırlıkları başta olmak üzere tüm hükümet binaları, telgraf merkezleri, Türk Ocağı Binası, karakol ve kışlalar, silah depoları ele geçirildi. Şehzadebaşı Karakolu’nda, 6 er şehit edildi, 15’i yaralandı. İstanbul ve çevresinde sıkıyönetim ilan edildi. Gazeteler yasaklandı. Beykoz’da çeteci diye 27 taş ocağı işçisi öldürüldü. Direnişçi örgütlere üye olma ya da yardım etmeye ölüm cezası getirildi. Yalnızca Türkleri yargılayacak özel askeri mahkemeler kuruldu. İngiliz birlikleri 16 Mart akşamı Meclis’i sardılar. Hüseyin Rauf ve Kara Vasıf Bey ve 85 milletvekili tutuklandı. 11 Nisan 1920’de Osmanlı Meclisi kapandı.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kuruluşuyla işgal süreci birbirine paraleldir… Türkçesiyle İngilizleri Sevenler Derneği kurulalı henüz bir yıl olmuştu. O bir yıl önemli bir, 1 yıldı!
İngilizlere muhabbet duyanlar para ve güce “âşık” olanlar İngilizlerle el ele vermişti.
İngiliz Büyükelçiliğinin görevlendirdiği adamlar içerdeki işbirlikçileri tespit etmekte hiç zorlanmadı. Papaz Frew ve Tercüman Ryan, ve General Deeds operasyonu yönetenlerdi, kendilerine parmak kaldıran Sait Molla başta olmak üzere birçok hainle el ele verdiler.
İngiliz Severler Cemiyeti’ni içerden birileri kurdurmuşlardı. Sait Molla işi üstlendi. Taktik: İslamcı tarikatlarla işbirliği yapılarak büyük kitleleri etkilemekti. Sonuç: ‘İngiliz İslam’ı olacaktı.
21 Mayıs 1919’da Alemdar gazetesi sevinçle İngiliz Sever Cemiyeti’nin kuruluşunu ilan etmişti. Birkaç ay sonra Sait Molla, Papaz Frew’a yazdığı mektupta Cemiyetin gizli amaçlarını teyit etti.
1) Anadolu’da ayaklanmalar çıkarmak,
2) Milli iradeyi felç etmek,
3) Kurtuluş için tek yolun İngiliz himayesi olduğunu yaymak,
4) Suriye, Filistin ve Irak’ı İngiltere’ye bağlamak için çalışmak!
Çalışmaları sonuç verdi. 1919 ve 20’de Aznavur İsyanı, Bolu-Düzce İsyanları, Konya-Bozkır İsyanı, Cemil Çeto Kürt İsyanı, Pontus Rum İsyanı, Yozgat, Zile İsyanı İngilizlerden gelen altınlarla örgütlendi. Devamı da gelecekti…
İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurulduktan yaklaşık bir yıl sonra 16 Mart 1920’de İstanbul’u İngiliz çizmesi çiğneyecekti.
Türkler sokağa çıkamaz hale geldi…
İngiliz sever Alemdar gazetesi, ‘Geç kaldılar! Daha önce gelmeliydiler!’ demişti.
Papaz Frew, Sait Molla ile el ele İngiliz çıkarlarına uygun bir İslam propagandası yapıyorlardı. İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ne mensup imamların sayısı çoğalmıştı, bu imamlar Yunan İşgal Kuvvetleri’ne destek vaazları verdiler, kendi milletinin katline seyirci kaldılar! Bu arada Şeyhül İslam Dürrizade’den, sadrazamlara, nazırlara kadar İngiliz parası cebine girmeyen hain kalmadı!
Anadolu’da Kurtuluş savaşı için şuralar toplayan Mustafa Kemal’in kellesini istiyorlardı.
Mütareke basını, Ali Kemal’in Peyâm-ı Sabah, İngiliz parasıyla çıkan Yeni İstanbul gazetesi, Refi Cevat Ulunay’ın Alemdar’ı, Anadolu’daki DİRENİŞ’i örgütleyen Mustafa Kemal Paşa için ‘Cezası idamdır!’ manşetleri atmışlardı…
Padişah Vahdettin İngilizlerle gizli anlaşmalar yapıyordu…
BUGÜN, ‘Zavallı Saltanat’ın yürek burkan hikâyesini yazanlar ve ABD adına Neo-Osmanlı düşüncesine zemin hazırlayanlar bu gizli anlaşmaları gayet iyi biliyorlar.
Bu anlaşmalara göre Saltanat;
1) İngiliz mandasına girmeyi,
2) Bağımsız Kürdistan projesinin hayata geçmesini,
3) Hilafet nüfuzunun İngiliz çıkarları için diğer Müslüman ülkelerde kullanılmasını,
4) Türk milli kuvvetlerini bastırmak için Hilafet ordusu oluşturmayı,
5) Kıbrıs’tan tümüyle vazgeçmeyi
12 Eylül 1919’da kabul etmişti.
İngiliz Severler Cemiyeti tek başına değildi… Kürt Teali Cemiyeti de Sait Molla ile el eleydi. İngiliz kontrolündeki Askerî Nigâhban Cemiyeti vatanseverleri yok etmekle görevliydi.
Sahte imamlarla Millî direnişi kırmak için uğraşan Teali İslam Cemiyeti de İngiliz parasıyla iş çevirmekteydi. Türk Zabıta-i Hususiye Teşkilatı, İngiliz fonu ve emriyle, Mustafa Kemal’in yanında olanları ‘avlamakla’ görevliydi.
Bugün de gerek İslam’ı gerek Sol’u gerekse Türkçülüğü KULLANARAK batıyla el ele bu vatana ihanet edenler vardır. Bir işgal olsa mutluluk çığlıkları atacak olanlar vardır. Dışarıya ruhunu satmış devlet yöneticileri vardır.
Onlara Sait Molla gibilerin sonunu hatırlatmak isteriz…
İngiliz Muhibi Sait Molla ve diğer işbirlikçiler Paris’te, Roma’da Atina’da, Kahire’de dolanmışlar, batılı devletler adına ajanlık faaliyeti yapmışlar, vatansız ve şerefsiz olarak tarihin derinliklerinde yok olmuşlardır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘naçiz bedeni’ 83 yıl önce toprak olmuştur ama düşünceleri en taze şekilde bizlere yol göstermektedir.
O bizde yaşamaktadır ve bizimledir!
‘Siz ölürseniz biz n’aparız?’ diyen köylüye ‘Atatürk sensin!’ demiştir.
Banu AVAR
15 Mart 2021