‘Arap Baharı Katliamı’nın başından beri Batı, gözünü Suriye-İran eksenine dikmiş ve Türkiye’yi ‘görevlendirmişti’!
Türkiye TEK BAŞINA komşularına girişecek, küresel çeteler risk almayacak, silah satarak istihbarat sağlayarak, örtülü operasyonları yöneterek seyredeceklerdi.
Türkiye’yi Suriye’yle düşman etmek için hayli uğraştılar.. 16 ay sonra hedefledikleri yere geldiler..
The Economist dergisi bombayı patlattı:
- ‘Esad’ı devirmek için hiçbir ülke Türkiye kadar ileri gitmedi! NATO Genel Sekreteri, Suriye’ye müdahalenin sözkonusu olmadığını söylerken, Recep Tayyip Erdoğan, duruma bizzat el koyacağını ifade etti.’The Economist
Haberin tonu, küresel oyunun tuttuğunu müjdeliyor…
Batı, Ortadoğu’ya asker sokmak yeni bir savaş macerasına girmek istemiyordu.. Onun ileri karakolu Türkiye idi ve Türk askerinin ‘en iyi ithal malı’ ‘kanı’ydı!
Türkiye’yi yönetenler tek başına savaşa girmeye ikna edilmeliydi.. Bölge ülkeleri birbiriyle çatıştırılmalı, Batının kan tacirleri kenarda durup bakmalı sonra ‘arabulucu’ rolüne soyunup vara yoğa el koymalıydı… Sonra saldırgan piyon olarak seçtiği ülkede sıraya alınırdı. Risksiz, eşkıyalık böyle yapılırdı!
Economist, zevkle Türkiye’nin Suriye rejimini çökertecek teröristlere kucak açtığını, Amerika’yla askeri müdahaleye girişmek için lobi yaptığını, Suriye sınırını ‘muhaliflere’ açtığını yazıyor..
Son jet krizinin Türkiye’yi Suriye ile savaşın ucuna getirdiğini ama NATO’nun Türkiye’ye beklenen cevabı vermediğini ekliyor.
Ve Erdoğan’ın duruma el koyacağını ‘müjdeliyor’.. Bu yazı ‘oltaya gelmiş balık Türkiye’yi anlatıyor… Satır aralarında bol kahkaha var.
Rothschields’in Economist’i, Türkiye’yi ikna çalışmalarında biraz daha yol katedilmesi gereğinin altı çiziliyor.. PKK’yı destekleyen Suriye kürtlerine ilaveten, 1915 olaylarında Suriye’ye göç etmiş olan Ermeni nüfusunun Suriye-Türkiye ilişkilerinde oynayabileceği role de dikkat çekiyor…
Bu oyunun adı Kusursuz Fırtına! Hillary’nin ‘Arap Baharı’nın başında attığı çığlıkları hatırlatıyor! Çığlıkları atanlar bir anda kenara sotalandılar..
Önce Türkiye’yi uçurumun kenarına taşıdılar, şimdi arkasından kayboldular.. Kendi kulelerinden atıp tutan, göğsüne yumruklar vurup, ‘Ben en büyüğüm!’ diye babalanan ‘Türkiyeli’ aktörleri seyrediyorlar..
İşte tüm bunlar tezgahlanırken küçük (!) bir ayrıntı, The Economist’in bile ‘midesini bulandırıyor’!
Suriye’ye balıklama atlamaya pek bir hazır olan Türkiye yönetiminin karşında, komşu ve akraba bir devletle SAVAŞA bir türlü ikna olmayan, küresel eşkiyaların yemlediği teröristlerin binbir işkence ve katliamının farkında olan, Katar, İngiltere, ABD merkezli medya skandallarının oltasına takılmayan bir millet var! Hay aksi!
Banu AVAR, 6 Temmuz 2012
[email protected]