Yeniçağ gazetesinden Fatih Yardım ve Oda tv’den Müyesser Yıldız yazdılar:
Türkiye’yi 1918’de işgal eden İngiltere, 92 yıl sonra, işgalin yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Gül’e Chatham House ödülü veriyor.
1916’da Sykes Picot haritalarıyla Ortadoğu’yu paramparça eden ve 1918’de Çanakkale ve İskenderunu işgal eden İngilizler, işgalin yıldönümünde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanını ödüllendiriyorlar…
Sevr’in mimarı Chatham House, İngiliz Kraliyet Uluslar arası İlişkiler Enstitüsü. Dünyaya el koyma hedefi güden küresel elitin merkezi. CFR’nin (Council on Foreign relations) Dış İlişkiler konseyi’nin kız kardeşi.
Zaman Lord Curzon’u haklı çıkardı. Tarihten ders almayan liderler kanla aldıklarını iade ediyorlar….
1918’de hedef Türkiye idi! Batıda Çanakkale boğazı, doğuda İskenderun körfezi işgal ediliyordu. Türkiye çapraz çizgiyle makasa alınıyordu..
2010. Hedef Türkiye! Türkiye’nin batı sınırına silahlı AB muhafızları dikiliyor. 2005 yılında kurulan Avrupa Sınırı, Hızlı Müdahale Gücü ilk görevini Meriç’te gerçekleştiriyor. Türkiye’ye emperyalizmin üsleri konulması karara bağlanıyor. Bu ödül Füze kalkanı ya da saldırı merkezinin Türkiye’nin bağrına saplanacağının bir işareti!
İrlanda’ya önce ödül verdiler sonra füze üssü!
1999’da İrlanda’da Shanon hava üssünün Ortadoğu’ya saldırı için bir ara istasyon olarak açılması ve çokuluslu silah şirketlerinin Kuzey İrlanda’ya çöreklenmesi öncesi, silah şirketlerinin iki gözde ismi, David Trimbel ve John Hume Nobel barış Ödülüne layık görülmüşlerdi. İrlanda bir Amerikan rampa üssüne ev sahipliğini açıklarken, Hume ve Trimbel Norveç’de ödüllerini havaya kaldırıyorlardı…
Ödüller küresel efendilere en iyi hizmet edenlere verilir. Küresel elitin ödül mekanizması, iş dünyası, politika, sanat, kültür, bilim dallarında onlarca farklı örgüt tarafından yönlendirilir. Nobel ödülü bunların en bilinenidir.
Chatham House ve benzer kuruluşlar hedefleri doğrultusunda hareket edenleri ödüllendirir. Peki bu kuruluşların hedefleri nedir:
Erol Bilbilik’den aktaralım: (Dış İlişkiler konseyi CFR, Umay yayınları)
- 1. Tekelci sermayenin dünya egemenliğini askeri güce dayalı olarak sürdürmesi.
- 2. Dünyanın Elitlerin yönetimine geçmesi
- 3. Ulus devletlerin ortadan kaldırılması
- 4. ‘Özgürlükçü demokrasi’ adı altında faşizmin uluslara dayatılması.
İşte bu hedefi güden Chatham House, küresel masonik örgütlerin başında gelir. 3 başkan tarafından yönetilir. Kimdir bu üç başkan? İngiliz siyasetinde yeralan 3 ana partinin temsilcileri. Liberal, İşçi ve Muhafazakar Parti’nin seçilmişleri.
1. Lord Ashdown. Bosna’yı perişan eden isim, İngiliz istihbarat elemanı. Eski Liberal parti başkanı, şimdi ‘uluslar arası diplomat’ ve asalet ünvanlı. Bosna’da 2002 – 2006 arasında BM Yüksek temsilcisi olarak Boşnak’lara kan kusturan Paddy Ashdown. Mentoru Richard Holme, daha sonra Rio Tinto adını alacak olan RTZ’nin genel müdürüydü. Herikisi de Hür mason locasındadırlar.
2. Lord Robertson, 1999-2003 arasında NATO genel sekreteri. Öncesinde İngiliz Savunma Bakanı. Kraliçenin özel danışmanı…İşçi Partili ve adı birçok skandala karışmış bir mason locasının (Freemasonic Speculative Society) üyesi.
3. Sir John Major. 2009’da Chatham House’da göreve başladı. Eski muhafazakar İngiltere başbakanı. Dış İşleri bakanlığı ve hazine bakanlığı da yapmıştı. Bu üç görevi de yapan tek İngiliz politikacı. Daha da önemlisi, 1991 Körfez savaşında baba Bush’u, Çekiç Güç ve güvenli bölge stratejisinde yönlendiren adam..
5 yıldır ödül veren Chatham house 2005’de ilk ödülü Ukrayna’daki ‘turuncu lider Viktor Yuşçenko’ya vermiş.
2006’da ödülü Mozambik’de, gerilla savaşı yürüten Joaquim Chissano almış. Kurtuluş Savaşı veren Samora Machel şüpheli bir uçak kazasında ölünce devlet başkanı olmuş, Birleşmiş Milletler genel sekreteri Kofi Annan’ın Sudan ve uganda özel temsilciliğine atanmış Chissiano. Ayrıca Afrika’daki işbirliğinden (!) dolayı 5 milyon dolar ödüle layık görülmüş.
2007’de Chatham House ödülü Katar Emiri Hamid el Tali’nin 3 karısından birine, Sheikha Mozah’a batılı eğitimkonusunda ülkesindeki başarılarından ötürü verildi.7 çocuklu Mozah, nerdeyse ABD’nin tüm üniversitelerinden fahri doktora almış ve Forbes’un ‘Dünyanın en güçlü kadınları listesinde yeralmış biri. Ülkesinde batının sembolü…
2008’de ödülün sahibi gana devlet başkanıydı. John Kufuor Exeter Üniversitesi mezunuydu ve o da Abdullah Gül ve Chissiano gibi Dış işleri bakanlığından geliyordu. Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler de ödülü hakedecek kadar yoğun çalışmıştı.İMF ve Dünya bankası ile yakın ilişkileri vardı.
2009’da ödül Brezilya Devlet başkanı Lula da Silva’ya Güney Amerika kıtasında istikrara katkıları nedeniyle verildi.
2010’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı bu ödüle layık görüldü. Ödülün gerekçesi şöyle açıklandı:
- Irak’ta farklı mezhepler arasında arabuluculukta üstlendiği rol,
- Afganistan Pakistan liderlerini bir araya getirmesi ve
- Türkiye’nin Ortadoğu ile olan bölgesel işbirliğine yaptığı katkıları,
- Bölünmüş Kıbrıs’ın bir bütün haline gelmesi konusunda attığı adımlar,
- Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi için oynadığı rol…
Chatham House Türkiye uzmanı Fadi Hakura, “Açıkçası sonuçları açıklamak için bu sefer acele ettik çünkü Türkiye sadece İngiltere icin değil, Ortadoğu ve Avrupa için de anahtar bir ülke” dedi..
Anahtar ülke Türkiye’yi yönetenler, batıdan gelen her ödülün, doğuyla arasına kama sokmak için gösterilen çabalar karşılığı verildiğini biliyor mu?
Gazi Mustafa Kemâl Paşa’nın 72. ölüm yıldönümünde Sevr mimarlarının azgınca üzerimize abanmakta olduğunu hissetmeyenler, ne yazıkki ansızın kasırganın şiddetiyle baş başa kalacaklar…
10 Kasım’da saat 12:00’de Arslanlı Yol’un başında olun, beraber O’na saygımızı sunalım.