Sayfada bana en çok yöneltilen 3 soru var:
1) Tayyip ABD’nin desteklediği adam. Neden Batı tarafından devrilmek istensin?
2) Dikkatli ol uyarısı yapıyorsun. Evde mi oturalım! Sokağa çıkmayalım mı?
3) Çözüm ne?
Cevaplamaya çalışayım:
1) Batı yekpare değil! Avrupa ve ABD kökenli sermaye güçleri çatışmaktadır. Her dünya savaşında olduğu gibi, şimdi de, güç odakları dünya zenginliklerini paylaşma savaşında! Bu paylaşım kavgası hedef ülkelerde, birinin ‘beslediği’ lideri öbürünün devirmesini gerektirebilir. Ayrıca Batılı odaklar, Türk milletinin AKP baskı ve şiddetine daha fazla rıza gösteremeyeceği tesbitini yapmıştır. AKP’nin kullanım süresi dolmuştur. Kİm önce davranırsa hızlı yol alır ve Türkiye’de güdümlü bir muhalefet yaratıp kullanır. Yoksa maazallah, Türk milleti gerçek bir muhalefet oluşturup geçen yüzyıl başında olduğu gibi Batıya büyük bir kazık atabilir. İşte bunu önlemenin yolu AKP ile ülkenin içinde sıkışan gazdan kurtulmak, Erdoğan’ı deliğe süpürmektir. Ve yerine bir süre milleti oyalayacak, Y-CHP ve BDP koalisyonuna yer açılır. Yeni bölünme Anayasası o hengâmede çıkarılır. Federe Türk devletine yol alınır. Enazından onların planları budur. O nedenle kendi adamları da olsa Erdoğan’a yol gözükür.
2) Bu süreçte dikkatli olunmalıdır, zira bu planı acilen kıvılcımlayacak olan en uygun araç Yugoslavya’dan bu yana, en son olarak da Mısır’da ABD muhibi Mübarek’i devirmede kullanılan OTPOR teşkilatı, Occupy’cılardır. Mısır’daki meydanda tek slogan ‘DİRENİŞ’di. Ne AB ne ABD ne de küresel sırtlanlara atıf vardı. Tek amaç Mübarek’i devirmekti, yerine CIAnin yeni baronları gelecekti. Bu amaç tüm sloganlara yansımıştı. Meydanda Mısır bayrağından çok sıkılı yumruklu Otpor darbe teşkilatı bayrağı vardı.
Arkalarında tüm dünya medyası baskı ve adaletsizlikten bunalmış halkı twitter ve fb paylaşımlarıyla meydanlara topladılar. Üniversiteler, sanatçılar, stklar arkalarındaydı. El Cezire CNN 24 saat canlı yayında kaldı.Türkiye Mısır’a benzemez. Bayrağına sarınmış, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE şiarıyla meydanları dolduranları kimse ezemez! Ama; kışkırtanların mutsuzlukları haberlere yansımaya başladı bile!
Demirtaş: ‘Milliyetçiler halkı kışkırtıyor,’ beyanatı verdi.
Occupy ya da Otpor ‘dişrenişçilerinin hedefi, ‘Yeter!’ diyen halkı sokağa dökmektir. Binbir işkenceyle karşılaşan halk kitlesi an an büyüyecektir. Ama siyasi önderi yoksa ve tabandan bir örgütlenme içinde değilse kalabalıklar kolayca eriyecektir.
Ukrayna’da, Gürcistan’da, Kırgızistan’da ve Tahrir’de olduğu gibi… Tahrir’de Google kuzey Afrika pazarlama müdürü Vail Gonim iş başındaydı. Mübarek kafese sokulup Tahrir boşalırken: ‘Şimdilik işim bitti!’ demişti. İşte uyarımız bunun içindir. Kitleyi yönlendirenlere dikkat edilmelidir. Bu uyarıyı yaptığımız için bize olmadık hakareti yapanlara, Reyhanlı’da sus pus olan Batı basınının, Taksim için neden dünyayı ayağa kaldırıp ‘Arslan Türkler! Çılgın Türkler!’ diye gaz verdiğini düşünmelerini öneririz.
Uyarımız bunun içindi…
3) Çözüm isteyenlere Attila İlhan’ın sözü çok nettir: ‘Yurttaşlık bilincin bulanmadıysa çözümü başkalarına sorarak değil, kendin bulabilirsin!’ Çünkü bunun için dünyadaki tek önder bizdendir. Adı: Mustafa Kemal’dir. Çözümü yazmıştır.
Somuta inersek ben 1970’leri yaşamış biri olarak ‘Gençlik Hareketi’ dalgasında darbe yemiş olanlardan biriyim. O nedenle bir SINIF olmayan Gençlik hareketlerini yardımcı konumda görmeyi acı deneylerle öğrendim. Gençlik büyük bir güçtür , onsuz olunamazdır.. AMA, esas mesele SINIFSALDIR. Ezilen sınıflar kitle hareketlerinde esastır. Onlarla yakın bağı olmayan hiçbir hareket başarıya ulaşamayacaktır. işte tam da bu nedenle PARTİLERÜSTÜ bir platform oluşturulmalı ve yürütmesinde HALKIN bağrından unsurlar olmalıdır. Bunlar: İşçi Köylü esnaf memurdur, öğretmendir doktordur veterinerdir ziraatçıdır.
Yıllardır her hafta 3-4 ile işte bu nedenle gidilmiştir. Özellikle son iki yılda tüm Anadolu’da bu insanlarla örgütleriyle, ve en önemlisi tek tek ŞEHİT ANALARIMIZLA, AİLELERİMİZLE temas edilmiştir.
Bu dostluk gittiğimiz yerlerde birlikte hareket etmeye ve birlikte toplantılar yapmaya varmıştır.
Şimdi artık, özellikle gençlerimizi, kadınlarımızı ve halkı oluşturan diğer unsurları ŞEHİT AİLELERİ etrafında bütünleştirme zamanıdır. En büyük desteği verenler adı bende saklı fedakâr sendikacı dostlar ve sendikaları, yurdun dört bir yanında örgütlü Yörük Türkmen Dernekleri , Eğitim sendikaları, ADD şubeleri, Cumhuriyet Kadınları şubeleri Kafkas ve Balkan dernekleri olacaktır.
Birbirini tanımayan insanlardan oluşan kitleler sokaklara çıkar ve evlerine dönerler.
Oysa il il, ilçe ilçe şehit aileleri dernekleri etrafında birleşmiş örgütlü kitle ne yapacağını, nasıl yapacağını bilir!..
Banu AVAR, 1 Haziran 2013
[email protected]