‘BÜYÜK KÜRDİSTAN’: Projenin Adı!

0
1422

(Banu AVAR, Mehmet Ali GÜLLER’in son kitabı için yazdı…)
BÜYÜK KÜRDİSTAN, 100 yıllık bir projenin adı.
Proje, Mustafa Kemâl Paşa’nın liderliğinde Türk milletinin verdiği büyük mücadeleyle dağılmıştı..
Batı, Osmanlı’yı önce iktisaden ve kültürel olarak göçertmiş, topraklarını ve kaynaklarını paramparça etmiş, petrol coğrafyasına el koymak için önce Arapları sonra Kürtleri kullanmaya kalkmıştı.
Topraklarımız üzerinde yeni devletlerin sınırlarını belirlemişti!
Son aşamaya gelindiğinde, özenle oluşturdukları ‘projeyi’ bu millet, yerle bir etti..
Yedi Düvel yılmadı, Cumhuriyet kurulduktan sonra işine devam etti. Birleşmiş Milletler’in ağababası ‘Cemiyet-i Akvam’ (Milletler Cemiyeti)dan karar çıkarttı, sinsi yollarla Musul ve Kerkük’ün manda yönetiminde kalmasını karara bağladı! 1924!
İngiltere, Nasturi ve Şeyh Sait isyanlarını kışkırttı, ‘Hakkari hristiyandır’ kampanyası açıldı, silahlar bölgeye yığıldı… Amerika, Kürdistan ve Ermenistan için çizdiği sınırları ‘izlemeye’ aldı.
İtalya sırtlan payını, Oniki adalar’ı kaparak aldı, Fransızlar Hatay’a gözkoydu! 1936!
Hatay görüşmeleriyle eşzamanlı olarak Dersim isyanı patladı.
Gazi Paşa’nın ölümünden sonra, batı, Türkiye’nin isyanlarla değil, Tanzimat kafalı yöneticiler eliyle, SİSTEM’in içine alınarak ‘halledilmesine’ karar verdi. 1946!
Önce ‘batıcılık’ pompalandı, az sonra İslam karşıtı bir ‘dincilik’ şırıngalanacaktı…1950!
Türkiye BATININ DELİ GÖMLEĞİ’ni giydi, bölgede yalnızlaştı, her geçen gün fakirleşti, kanıyla kazandıklarını masa üzerinde kaybetti, bağımsızlığından devşirme yöneticiler eliyle uzaklaştırıldı… Amerikan damgalı darbelerle derin yaralar aldı.
Her ‘MİLLİ’ adımında, terörle ve darbeyle cezalandırıldı..
Karşısına kah ASALA kah PKK çıkarıldı.
2005’de, 1905 ruhu ortada dolaşmaya başladı. İngiltere’nin tahtında Amerikan imparatorluğu, oturuyordu. Projenin adı: BÜYÜK ORTADOĞU’ydu! Bu ‘BÜYÜK KÜRDİSTAN’ demekti!
Türkiye’nin temelinde Gazi Paşa’nın stratejisi vardı. Kurtuluş savaşının zaferinde, Kuvvayi Milliye kadar, emperyalizme karşı birlik olan komşu devletlerin de rolü vardı.
BOP güncellenirken, içerde psiko-politik çalışmalar yanı sıra dışarıda Türkiye’nin izolasyonu ön plana çıkarıldı. Bölgenin darmadağın olması, aynı tehdit altında olanların, doğal ittifaklarının engellenmesi şarttı. Bölge ülkeleri ya Amerika eliyle birbirine bağlanacak, ya da birbirlerine düşman olacaklardı!
Bölgeyi, tıpkı 1918’de yaptıkları gibi, kuzeyden KAFKAS kaması ile yaracaklardı. Gürcistan’dan, Azerbaycan’a Ermenistan’a, oradan İran’ın kuzeyine inip, kukla Kürdistan’la bu hattı birleştireceklerdi., Suriye, Ürdün ve Lübnan derken , bu tampon kuşak, İsrail’e inecek, Doğu Akdeniz ve Basra Körfezine bağlanarak Türkiye’yi, Avrasya’dan, soyutlayacaklardı.
Türkiye Cumhuriyeti, AVRASYA EKSENLİ bir dış politikayla varlığını garantilemişti.
Mustafa Kemâl Atatürk, 30’larda Emperyalizmin örgütlediği NAZİ saldırısına karşı Balkan ülkeleriyle ittifak yapmış, arkasını Saadabat Paktıyla sağlama almış, Sovyetlerle, İran’la, Afganistan’la elele vermiştir.. Maddi ve manevi bir destek hattı oluşturmuştur.
Türkiye Ankara merkezli politikalarla, bölgedeki iki eski imparatorluk İran ve Rusya ile elele verirse, bir kez daha 100 yıllık batı rüyasını ezip geçecek, küresel elitin, en büyük zenginliklerin beşiği olan Avrasya’ya el koyma hayali sonsuza dek solacaktır.
O nedenle, Türkiye doğusundan soyutlanmalı, bu coğrafyanın ruhu olan Türkiye Cumhuriyeti yokolmalı, küçük federe devletler Washington’a bağlanmalıdır. Bu plan 1946’da William Bullitt’ın sözleriyle kayıt altına alınmıştır:
Ona göre Ortadoğu federasyonu şarttır. Buna giden adım . BÜYÜK KÜRDİSTAN’dır.
Bullitt şöyle diyor:

    ‘… Avrupa federasyonu, Ortadoğu federasyonu, Asya Federasyonu vb gibi bölgesel birlik ve birleşmeler kurma yolu BM anayasasına aykırı değildir: Beklediğimiz tarihi an gelince, bu iğreti adım, yerini dünya Federasyonu girişimine bırakabilir. Ulusal egemenlik sorunları bütün insanlığın yaşamıyla ilgili bu büyük dava içinde erir gider. Dünya hükümetini kurmak ve onu en yeni ve gelişmiş silahlarla bir otorite konumuna getirmek baş davamız olur. Ulusların yazgısı, insanlığın hakları hep bu otoriteye bağlanır.’

Batı ekseninden çıkıp, Gazi Paşa’nın oluşturduğu, Ankara merkezli, Avrasya ekseninde bir dış politika kurulmadıkça, Türkiye bu deli gömleğinden çıkamayacak, yedi düvelin 100 yıllık hayaline meze olacaktır..
Mehmet Ali Güller, batının 100 yıllık Ortadoğu planlarının geldiği son noktayı, Neo Osmanlıcılık’tan Neo Kemalizm’e yolculuğu ve son istasyon olan ‘Büyük Kürdistan’ oyununu okura en anlaşılır şekilde sunuyor.. Şimdi sıra bu bilgileri değerlendirip, savunma hattını geçmiş derslere dayanarak oluşturmakta!
Ellerine sağlık Mehmet Ali Güller!
Senin gibi evlatlara sahip bir milletin, son anda da olsa, bu oyunu bozacağına olan güvenimiz tamdır!

Banu AVAR
Önceki İçerikGenç Kardeşlerime Özel
Sonraki İçerikEmre İtaat
2009’da Avrasya TV'de DÜNYA DÜZENİ adlı haber programını yaptı. 2004-2008 arasında TRT'de ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı. Londra City University televizyon bölümünde yüksek lisans yapan ve BBC TV Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalışmış, TRT’nin Londra muhabirliğini üstlenmiş; Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalışmış ve birçok dizi yazıya imza atmıştır. TRT 1 ve TRT 2’de yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği "Mozaik" ve "Kaleideskop" programları yayınlanmıştır. "32. Gün" programının ilk yıllarında programın Londra muhabirliğini yapmış ve Kıbrıs, Demirkırat gibi belgesellerde yapımcı, araştırmacı olarak görev almıştır. BEN SEZAR (‘I, Ceasar’), KIRIM SAVAŞI (‘Crimean War’), BÜYÜK OYUN ‘The Great Game’ ve TRUVA ‘Troy’ gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yer almıştır. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır. 2004 yılında -Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte- işine son verilmiştir. Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Artık BİZ DE varız!, Devlerin Savaş Alanı Afganistan, Türkiye Sevdalıları gibi belgesellerden OHRİ, GÜZEL OHRİ Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında bir çok kez gösterime girmiştir; Rıza oğlu Haydar ALİYEV belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca yayınlanmıştır. 2004 yılında yapımına başladığı; Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 82 ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında belgeseli 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı.. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir! Avar daha sonra, 2009 Şubat - Haziran arasında AVRASYA TV (ART)'de "DÜNYA DÜZENİ" adlı haber programını yaptı. Banu Avar, 2004-2008 yılları arasında 40'dan fazla kurumdan çeşitli ödüller ve plaketler almıştır. 8 kitabı bulunmaktadır: Sınırlar Arasında (2006) Avrasyalı Olmak (2007) Hangi Avrupa (2007) ‘Böl ve Yut!’ (2008) Hangi Dünya Düzeni (2009) Kaçın Demokrasi Geliyor (2010) Gün O Gündür (2012) Zemberek (2016)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz