19 Mayıs kutlu olsun!
“Dünün şartları bugünle birebir aynı mı ki dünden feyz alalım?” diye soran arkadaşlar bir anlamda haklı. Tarih laboratuvarı, değişen koşulları akıl ve bilim ışığında değerlendirenlerin başarıya ulaştığını kanıtlıyor. Ama genel durum ve batılı devletlerin stratejileri büyük benzerlik taşıyorsa, geçmişten ders alıp bugünün koşullarıyla sentezleyecek olanlar kesinlikle kazanacaktır.
Bugünkü koşullar 100 yıl önceki koşullara çok benzemektedir. Batılı devletlerin Ortadoğu ve Asya paylaşımı için gırtlaklaşmalarından tutun da bölge ülkelerindeki iktidarların bir taraftan diğer tarafa savrulmaları, fakirleşen halklar ve satılan iktidarlar, faşizmin giderek artan ayak sesleri o döneme çok benzemektedir…
Çürümüş Osmanlı imparatorluğu öyle bir dönemin sonunda tarihe karışmıştır.
19 Mayıs günü Milli direnişin sembolüdür!
Bölüm Tam Metni
Bugün 19 Mayıs! Tarihten alacak ders var!
Dünün şartları bugünle birebir aynı mı ki dünden feyz alalım? diye soran arkadaşlar bir anlamda haklı. Tarih laboratuvarı, değişen koşulları akıl ve bilim ışığında değerlendirenlerin başarıya ulaştığını kanıtlıyor. Ama genel durum ve batılı devletlerin stratejileri büyük benzerlik taşıyorsa, geçmişten ders alıp bugünün koşullarıyla sentezleyecek olanlar kesinlikle kazanacaktır. Bugünkü koşullar 100 yıl önceki koşullara çok benzemektedir. Batılı devletlerin Ortadoğu ve Asya paylaşımı için gırtlaklaşmalarından tutun da bölge ülkelerindeki iktidarların bir taraftan diğer tarafa savrulmaları, fakirleşen halklar ve satılan iktidarlar, faşizmin giderek artan ayak sesleri o döneme çok benzemektedir… Çürümüş Osmanlı imparatorluğu öyle bir dönemin sonunda tarihe karışmıştır. 19 Mayıs günü Milli direnişin sembolüdür.
Kasım 1918’de ‘direniş yuvaları oluşturun!‘ diyen Mustafa Kemal Paşa, ön çalışmaları, kadroyu, örgütlenme şemasını belirlemiş ve 19 Mayıs 1919’da fiilen harekete geçmiştir. O güne kadar Anadolu’da birtakım çoban ateşleri vardı. Anadolu’nun dört bir yanında, direniş komiteleri, yerel kongreler toplanmaktaydı. Çok farklı parti ve gruplar zorunlu olarak bir araya gelmekte ve işgale karşı çare aramaktaydı.
Ama çare arayanların büyük bir çoğunluğu, aynı bugünkü gibi kurtuluşu İngiliz ve Fransız mandasında aramaktaydı. Aydınlar İngilizci, Amerikancı ve Fransızcı olarak ayrılmıştı. batıcı sosyal medya guruları bugün de aynı böyleler!
Bir asır önce de yedi düvel, etnik grupları kışkırtmakta, aynı anda kendisine iltifatkar olanları kullanmaktaydı. Falih Rıfkı Atay’ın sözleriyle o günlerde 2 ihtimal vardı:
Biri Hürriyet ve İtilaf partisiyle, saraya ve Bab-ı Ali’ye dayanan İngilizler eliyle parçalanmak;
İkincisi yalvara yalvara Amerikan mandası altına girmek ve yurt bütünlüğünü korumak!
Büyük devletlere meydan okuyucu bir BAĞIMSIZLIK SAVAŞI, bu zevat için imkansızdı! Hayaldi! Saçmalamaktı!
Bugünkü manzaraya ne kadar benziyor değil mi?
Gazi Paşa, TAM BAĞIMSIZLIK diyerek yola çıktı Yanında çok sınırlı sayıda çekirdek bir kadro vardı. Milletin büyük çoğunluğu onlarla beraber değildi. Ama sonunda ve zorunluluk sonucu millet onun etrafında kenetlendi ve hareketi MEŞRU kıldı. Kurtuluş için her cenahtan insanlar bir araya gelmeyi başardı. Ve millet ‘Ya istiklâl ya Ölüm!’ dedi. Şuralar örgütledi, miskinliği üzerinden attı, direndi. Olmazları olur yaptı. Kendine güveni arttı. Bu uzun bir süreçti. Kolay olmadı Başarı geldi gelmesine ama hemen ardından geriye dönüş de başladı
Millet büyük oyunun çarkları arasında kaldı. Başladığı noktaya benzer bir noktada işiyle aşıyla umuduyla, oynandı… Ama kim ne derse desin o millet işte bu millettir! Hamaset yapmıyoruz. Şartlar zorladığı zaman genetik hafızası ona ‘bağımsız olmak ya da olmamak’ arasındaki farkı hatırlatacaktır.
19 mayıs 2012 bizim için özel bir gün olmuştu Samsun’daki konuşmamızda el ele omuz omuza vermenin önemini anlatmıştık ve aynı zamanda bu buluşmanın kendisi tüm olumsuzluklara rağmen el ele vererek bir araya gelmeyi başarmaya iyi bir örnekti. Farklı düşünce grupları hatta farklı partilerden kişilerin gayretleriyle salonlar bulunmuş insanlar yurdun dört bir yanından salonu doldurmuştu. Konuşmadan sonra çay bahçelerinde her cenahtan ilk kez tanıdığımız gençlerle oturup saatlerce söyleşmiştik.
O söyleşinin 5 dakikasını yeniden dinleyelim. 19 mayıs kutlu olsun!