Adı James Steele! Albay Steele olarak bilinir… Amerikan ordusunun üstün hizmet madalyalı albaylarından biri. Vietnam’dan İran’a Orta Amerika’dan Irak’a onlarca gizli operasyona karışmış eli kanlı biri. Neden bize durup dururken Amerikan ordusunun en nam salmış katillerinden birini anlatıyorsun diyebilirsiniz. Çünkü bunlardan bizim coğrafyamızda çok var. Onları tanımak Amerika’nın yurtdışı operasyonlarını anlamak için gerekli…
Bölüm Tam Metni
Adı James Steele! Albay Steele olarak bilinir… Amerikan ordusunun üstün hizmet madalyalı albaylarından biri. Vietnamdan İran’a Orta Amerikadan Irak’a onlarca gizli operasyona karışmış eli kanlı biri. Neden bize durup dururken Amerikan ordusunun en nam salmış katillerinden birini anlatıyorsun diyebilirsiniz. Çünkü bunlardan bizim coğrafyamızda çok var. Onları tanımak Amerikanın yurtdışı operasyonlarını anlamak için gerekli.
Albay Steele Amerikan Dışişleri Bakanlığının kitle imha taşeronluğunu üstlenmiş bir askerdi Kendini kanlı işlere öylesine adadı ki Amerikan ordusunda alınabilecek tüm madalyaları aldı. Honduras’dan Bağdat’a kadar ‘ölüm mangalarını’ örgütleyen adam olarak tarihe geçti. Fotoğrafına dikkatle bakın. Gözleri boşluğa açılan ölüm çukurları gibi!
Şimdi Teksas’da yaşıyor. saati 15 bin dolar ücretle şirketlerde ‘motivasyon konuşmacısı’ olarak kontr gerilla deneylerini anlatıyor.
İlk büyük işini Amerika’nın Honduras Büyükelçisi John Negroponte zamanında aldı. John Negroponte Orta Amerika’daki operasyonlardan sorumluydu. Honduras, Orta Amerika için karargah ülkeydi. Amerika için bölgedeki en büyük sorun Honduras’ın komşusu Nikaraguaydı. 1979 yazında 40 yıllık diktatörlük devrilmiş sosyalist Sandinista hükümeti iktidara gelmişti. Hükümet Sovyet yanlısıydı. Ayrıca Nikaragua hükümeti komşu El Salvador ve Guetamala’daki devrimci cepheyi destekliyordu.
1981’de Amerika’da Reagan dönemi başladı. Reagan başta Nikaragua’daki muhalifler olmak üzere bölgedeki yandaşlarına askeri yardım kararı aldı. Yardımlar inanılmazdı! Mesela Hondurasa Amerikan yardımı 1980’de 4 milyon dolardı. 1984’de ise 20 katına çıktı yani 80 milyon dolara! Vietnam savaşı gazisi Albay Steele işte böyle bir dönemde Honduras’a geldi.
Bu dönemde Orta Amerika ülkelerinde muhalif avı başlamıştı. Nikaragua Hükümetini destekleyen Amerika’ya karşı duran herkes hedefteydi Amerikan büyükelçiliğinin direktifiyle yüzlerce Honduraslı ve komşu ülkelerden muhalif kim varsa kaçırılıyor işkence görüyor ve katlediliyordu. Honduras’a konuşlanmış 316. Tabur bu işlere bakıyordu. Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatına (Central Intelligence Agency – CIA) bağlı çalışıyordu!
Amerikanın planı Nikaragua ile sınırdaş çevre ülkelerde cebler oluşturmaktı Bunu mülteci akımları sayesinde yapacaktı! Nasıl mı? Amerikanın İKAN operasyonu bölgeyi mültecilere boğmuştu. Kaçışan insanlar sınır noktalarına birikiyordu. Honduras-Nikaragua sınırı Honduras -El Salvador sınırı Nikaragua- Kosta Rika sınırında mülteci kampları oluşturuldu ve daha sonra bu mülteci kampları içine özel kontr gerilla noktaları konuldu. Kargaşa içinde kimse ne olduğunu anlamıyor devran dönüyordu! Sonuçta Amerika için dövüşen 15 bin kişilik bir ordu oluşturulmuştu.
Honduras’daki El Aguacate hava üssünde 316. Tabur tarafından Nikaragualı kontrgerilla eğitiliyordu. Ayrıca tutuklulanan muhalifler buraya getiriliyor, sorgudan geçiriliyor elektrik şok ve boğma yöntemleri kullanılıyordu. Tüm tutuklular Irak’taki gibi çırılçıplak tutuluyorlardı… İşe yaramaz hale geldiklerinde topluca gömülüyorlardı. 2001 Ağustosunda El Aguakate’de bulunan bir toplu mezardan 185 ceset çıkarıldı. Albay Steele tüm bu organizasyonun kilit kişisiydi!
1986’da Honduras’ın komşusu 6 milyon nüfuslu El Salvador’dan 1 milyon kişi kaçmış, 75 bin kişi öldürülmüştü! Albay Steele, Honduras Nikaragua ve El Salvador’da Amerika bağlantılı ordu mensupları ve gizli servis elemanlarıyla çalıştı. El Salvador’da kaldığı dönemdeki ev arkadaşı kimdi tahmin edin! Türk Askerinin başına çuval geçirme emrini veren General David Petraeus. Zaten Steele “Petreaus’un Adamı” olarak bilinirdi. Birlikte Orta Amerika’yı darbelerden darbelere sürüklediler! Irak’da da kan operasyonlarına birlikte imza attılar.
ABD hükümeti, daha sonra Nikaragua’da denediklerini Venezuela’ya da uyguladı! Chavez karşıtlarına binlerce dolar para akıttı. Komşu ülkelerde oluşturulmuş kontrgerilla merkezlerini devreye soktu 10 yıl sonra bu model Irak’ta uygulandı. Daha sonra da Suriye’de…
Pentagon, Irak’ta Orta Amerika modelini uyguladıklarını söylüyordu.”Irak’ta Kürt ve Şii savaşçılardan oluşan vurucu timler oluşturuldu, Irak’da tüm direnen grupların liderlerinin hedefe konması, Orta Amerika’da solcu gerillalara karşı Amerikanın verdiği mücadeleden örnek alındı.”
***
Steele Orta Amerikadaki kirli işleri bitince 2003’te işgal altındaki Bağdat’a geldi. Önce bir Amerikan enerji şirketinde konuşlandırıldı. Bu gibi işler çevreyi anlamak, gerekli kişilerle temasa geçmek milis gücü yaratmak gibi işler için idealdi. Sonra Irak İçişleri Bakanlığının Irak Güvenlik Güçlerine ‘danışman’ oldu. Özel Polis Komando Gücü oluşturacaktı. Önce Şii milis gücü olan ‘Bedir Örgütü ve Mehdi Ordusu’nu örgütleyerek işe başladı. Örgütlediği ‘ölüm mangaları’ kısa zamanda kontrolden çıktı, Irak’a ölüm saçtı!
Albay Steele, ayrıca Irak İçişleri Bakanlığına bağlı olarak ‘Kurtlar Taburu’ (Wolf Brigade) örgütünü oluşturdu! Irak içişleri bakanlığı ile beraber Irak’da sonu gelmeyecek bir mezhep savaşı başlamış oldu! IŞİD ve benzeri yapılar da bu şekilde doğmuş oldu! Bu katillerin oluşturduğu sözüm ona Şii güçler Sünnileri katletti! Sonra sözüm ona Sünni polis gücü Şiileri yok etti! Her katliam, Paul Bremer’e, General Petraeus’a rapor olarak geçilmişti ve doğrudan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’e iletilmişti.
Albay Steele’in “İş” başında olduğu dönemde ayda ortalama 3000 Iraklı katledilmiştir! Irak işgal sürecinde belki de dünyada ilk kez bu büyüklükte bir kiralık ordu ile sarılmıştı. Tüm işkence ve toplu cinayet belge ve kayıtlarına rağmen sessiz kalan ‘sistem’ 10 yıl sonra ellerini yıkamak istemiş ve Irak’ta kitle katliamını, İnsan Hakları Komisyonlarından Birleşmiş Milletlere, ana akım medya bültenlerinden belgesellere kadar her yere taşımıştır. Ama sonuçta Amerikan adalet sistemi katliamı yapan askerleri affetmiştir. Amerika’nın Soykırımları unutulmayacaktır.
O günden beri Irak’da insanlar ‘ölüm’le iç içedir. Durmayan bir nehirdir kan! Sorumlular ise Suriye’de, Libya’da, Yemen’de, Venezuella’da, Nigerya’da ve daha bir çok ülkede yeni kan nehirleri peşindedir. Ve unutulmasın ki bu katiller o ülkelerde işbirlikçileri olmadan bir hiçtir!