#105-TÜRKİYE’YE Tuzak’a Dikkat! 2025’e Girerken…

0
230

Hepinize sağlıklı, huzurlu bir yıl diliyorum.

Bir ateş çemberi içindeyiz; hem bireysel hem ülke hem de bölge olarak.

2024, bölgemizde bir kırılma yılı olarak tarihe geçecek. Art arda birçok katliama tanık olduk. Gazze medeni dünyanın gözü önünde neredeyse yok edildi. İran Cumhurbaşkanı Reisi bir suikaste kurban gitti! Lübnan’da Hizbullah’ın lideri Nasrallah katledildi. Suriye’de Esad devrildi. Yerine eski El-Kaide elemanı El-Golani geldi.

Bölgede şimdilik direniş cephesi kaybetmiş görünüyor. Rusya ve İran geri çekildi. İsrail ve Amerika kazandı. Durum bu! Türkiye de Suriye topraklarında nüfuz sahibi görünüyor. Şam’da koltuğa oturan Eş-Şara Türkiye himayesinde… Ayrıca tüm Atlantikçi güçlerle temasta.

Suriye’nin kuzey doğusunda hâkim olan güç ABD desteğindeki PKK.

Demek ki Türkiye’nin güney sınırındaki yeni komşuları El-Kaide ve PKK… Onların patronları Amerika!

Esad devrilene kadar yakın ilişki içinde olduğumuz Rusya ve İran’la artık o kadar da yakın değiliz. ABD ve en yakın müttefiki İsrail’le bilfiil beraberiz. En büyük katil dediğimiz İsrail ile Suriye’de bir anlamda müttefikiz.

Amerikan istihbaratının üst düzey isimleri, “bölgede Amerika’nın iki vekili Türkiye ve İsrail” diyorlar. Hudson Enstitüsü Kıdemli Uzmanlarından Eski Beyaz Saray Danışmanı Mike Doran, İsrail basınına verdiği mülakatta; Suriye’de İsrail ve Türkiye kol kola iş yapacak, dedi. Doran, herhangi bir uzman değil. Trump ile birlikte çalışacağı kesin gibi.

Amerika, İsrail ve Türkiye’yi PKK ve HTŞ’yi kontrol etmekle görevlendirdi. Hem Kürdistan’ın hem Sünnista’nın ipleri ABD’nin elinde…

Amerika’nın nihai hedefi; Irak Kürdistan’ı modelini Suriye’de uygulamak. Bunu SDG ile yapacak. SDG’nin açılımı: Suriye Demokratik Güçleri. Tercümesi PKK’nın Suriye kolu… Kafa karıştıracak birçok adı var bunların YPG, PYD, SDG vs. o nedenle ben PKK adı altında kullanmayı daha doğru buluyorum. Birileri kafamız karışsın diye farklı isimler ortaya atıyorsa tam tersini yapmak daha akıllıca!

Kurulan oyun bol tuzaklı.

Türkiye’ye kurulan bu tuzak, Trump çevresindeki isimlerin ağzından yankılanıyor. Mesela Trump’ın Ulusal İstihbarat Direktörü olarak seçtiği eski asker Tulsi Gabbard adlı hanım açıkça tehdit ediyor: “Türkiye’nin İslamcı Diktatörü El-Kaide’yle işbirliği yapıyor.” diyor. “Suriye’de El-Kaide’yi kullanarak bir halifelik kurmak istiyor.” diyor. “El-Kaide ordumuzun katilidir. Bu işbirliklerini affetmeyiz!” diyor.

O da gayet iyi biliyor ki El-Kaide de IŞİD de HTŞ de ABD yapımıdır. Bunu Trump zaten kaç kere söyledi. Bunları hem terör örgütü ilan edip hem CIA tarafından eğiten de ABD’dir.Hem Erdoğan’ı övüp hem adamlarına tehdit ettirmek de Trump’ın yoğurt yiyişidir.

Malum 2019 yılında Barış Harekâtı başladığında Erdoğan’a ‘aptal olma’diyen Trump, bugün Erdoğan’a övgüler düzüyor. Amerika her zamanki gibi iyi polis kötü polis oynuyor. Türkiye oyunun sonunu görmek zorunda… Sonunda Libya’da da olduğu gibi kullanılıp kenara atılma tehlikesi büyük!

İsrail’in Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, “Kürtler dört ülkeye bölünmüştür. Kürtler, İran ve Türkiye’nin baskı ve saldırganlığının kurbanıdır. Irak’ta özerkliğe sahiptirler. Suriye’de ise fiilen özerktirler. Kürtlerle bağlarımızı güçlendirmek çıkarlarımız gereğidir.” diyor.

Ruslar, Suriye’de büyük bir savaşın yaklaştığını yazıyor. “Kitlesel katliamların, dini ve etnik azınlıklara karşı şiddet olaylarının yaşanacağını ve Türkiye’nin istikrar ve güvenliğinin bunlardan çok etkileneceğini” söylüyorlar. Biz, “Türkiye’nin düşmanı değiliz ama Türkiye bir kez daha Batıdan büyük düşmanlık görecek” diyorlar.

2025’in başında Türkiye ekonomik, sosyal, kültürel ve demografik zorluklarla yüz yüze. Ve Türk milleti yorgun ve bezgin… Aydınlar, hepsi birbirine benzer partiler arasında. A’dan B partisine oradan C partisine geçişler yapan seçim zamanı birbirine kükreyip diğer zamanlarda aynı parasal işlerde ortaklaşan vekillerle dolu ortalık!

Fakirlik çöktü milletin üzerine… On yıllardır sürüleştirme operasyonuna maruz kaldık. Emir almaya alıştık. Beynimiz tembelleşti. Sandıklar önünde sıraya girmeyi demokrasi zannetmeye başladık. Yaşamımız alışveriş merkezleri, güvencesiz iş ve ağır zehir işlevi gören aptal kutusu arasında kilitlendi.

Artık ‘sandık kafa’lılıktan vazgeçip ufkun ötesine bakma zamanı…

Artık bu bir tercih değil bir şart olarak önümüzde.

20 yıldır tekrarladığım ve hayata geçirmeye çalıştığım önerim: Geniş tabanda yerel demokratik örgütlenmelerin gerçekleştirilmesidir. Bunun aydınlar birliği olarak değil, halkın içinden filizlenerek hayata geçmesi önemlidir. Bu yolla her şehirde, partiler üstü/kongre’lerin toplanması ve vatansever unsurların tartışması sağlanabilir.

Dileklerimizi gerçekleştirebileceğimiz bir yıl diliyorum. Milletimizin insanca yaşayabileceği şartlara kavuşmasını diliyorum.

Saygı ve sevgilerimi iletiyorum.

2025’de daha sık buluşacağız.

Banu AVAR, 30 Aralık 2024

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz