“SURİYE! SUYUMU BULANDIRIYORSUN!”
Kurt, yemeyi kafasına koyduğu kuzuya ‘suyumu bulandırıyorsun!’ demiş ya, Russia Today’deki yazının başlığı da onu hatırlatıyor.: We will we will bomb you!’ Freddy Mercury şarkısı gibi: ‘Sallayacağız biz seni! Bombalayacağız biz seni!’ ‘Bombalayamazsak seri katliam yapacağız’ ‘ortalığı kana bulayacağız!’ Yani biz senin başını yiyene kadar , tüm dünyanın gözü önünde, sıradakilere ders olsun diye, üstelik ‘live’ canlı olarak küresel ekranlarda, ABD/NATO/CIA örtülü operasyonlarıyla neler yapabileceğimizi ortaya koyacağız..!. Arjantinli yazar, tv yapımcısı Adrian Salbuchi şöyle özetliyor:
‘İç savaşla burun burun getirilen Suriye gibi bir ülkenin önünde ne gibi seçenekler vardır? Ya, içeri sızan terör gruplarıyla savaşacaklardır; ya da Amerikan, İngiliz, Nato ordularına ve beraberindeki, Exxon Mobil, Goldman Sachs, Blackstone ve Halliburton şirketlerine teslim olacaklardır. Bunun adı ‘Demokrasi’ dir. Ve sonuçları Irak’da, Afganistan’da, Libya’da görülmüştür!’
İşte bu ‘demokrasi’dir, ölüm, kan, işgal getiren ! O nedenle Kaçın, ‘demokrasi’ geliyor!’ demiştik…
Ve CIA eski çalışanı Phillip Agee’den alıntılamıştık.
‘CIA için demokrasinin bir anlamı yoktur.Eğer bir ülkede seçilmiş bir hükümet varsa ve bizimle işbirliği yapıyorsa ne ala! Eğer işbirliğini reddediyorsa, demokratikmiş, değilmiş umurumuzda değildir! İcabına bakılır!’
Özelleştirme ve küreselleşmeye karşı çıkan, küresel çakal şirketlere sınırlarını açmayan her devlet hedef tahtasındadır.
Amerikan imparatorluğunun akıl hocalarından Brzezinski, ‘çokuluslu şirketler, ulusal ekonomileri yokedecektir.’demiştir. Eğer bunu Türkiye’nin yaptığı gibi, küresel efendilerle işbirliği yaparak kendileri gerçekleştirmezlerse, başlarına ‘Arap baharı’ gelecektir!
Hayvanlar Alemi!
Şimdi neredeyse adım adım Canlı yayında (!) komşu bir ülkenin üzerine küresel çakalların çöküşünü izliyoruz. Hayvan belgeselleri geliyor gözümün önüne.. yere çökertilen hayvan içorganlarının lime lime edilişi, karnı doyan aslanlar ayrılınca çakal ve sırtlanların en son da akbabaların yemlenişi!
Yani hayvanlar alemi!
Antiemperyalist mücadelenin örnek ülkesi Türkiye, bu çullanma harekatında baş rol oyuncusu seçildi. Tıpkı 1957’de 1982’de küresel güçlerin Suriye operasyonunda yardımcı aktör olarak seçilişi gibi bir kez daha Ortadoğu’nun çökertilmesinde Batının baş piyonu!
Suriye ‘Oyunu’ önce psikolojik medya operasyonuyla başladı, şimdi silahlı örtülü operasyonla devam ediyor..
Beşar Esad’a ‘Ülken yokedilirken sen sadece bakacaksın, ben ordunu dağıtacak, Suriyeliyi katledecek, Suriyeyi dörde böleceğim, sen pılını pırtını toplayıp Rusya’ya kaçacaksın !’ deniyor..
BM Güvenlik Konseyi, ya da Kofi Annan ziyareti ya da Suriye konulu toplantıların herbirinden hemen önce büyük bir katliam gerçekleştiriliyor.. Petrol boru hatları, Suriye Ordusu ve istihbaratına ait binalar havaya uçuruluyor.. Esad’a sadık bölgelerde yaşlı, kadın, çocuk bıçaklarla, yakın mesafeden ateşlenen silahlarla katlediliyor.. Sonra tüm küresel yalan makinaları Esad’ı hedef göstererek çığlık çığlığa bağırıyor.
Salbuchi soruyor: ‘Suriye’de kan akıtan kimler: 1) Özgür Suriye Ordusu; 2) Yerel Koordinasyon komiteleri; 3) Suriye Ulusal Konseyi ve 4) EL KAİDE!
Hepsi Batılı odaklar tarafından en mükemmel şekilde eğitilmiş, silahlandırılmış, fonlanmış tetikçi gruplar… Hillary Clinton 2 yıl önce açıkça CIA’nin Afganistan’da El Kaide’yi Sovyet işgaline karşı savaşmak için fonlayıp eğittiğini ve silahlandırdığını CNN’de söylememiş miydi! Tony Blair’in Dış işleri bakanı Robin Cook, 2005’de The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, EL Kaide’nin ABD tarafından kurulduğunu açıklamamış mıydı? Ne garip ki bu açıklamadan kısa zaman sonra şüpheli bir şekilde kalp krizin geçirip hayata veda etti!
Ve Carter’ın milli güvenlik danışmanı ve küresel çetenin akıl hocası Brzezinski , 1998’de Fransız Nouvelle Observateur dergisine yaptığı açıklamada, Afganistan’a Sovyet işgalini tetikleyen planı kendisinin devreye soktuğunu, Taliban’ı Sovyet yanlısı rejime karşı kışkırtmak üzere örtülü bir operasyonu planladığını itiraf etmemiş miydi! Afganistan’da ‘iş’ gören tüm ‘görevliler’/ tetikçiler, ABD, Suudi Arabistan, İngiltere, Pakistan ve İsrail tarafından silahlandırılmış, fonlanmış, eğitilmiş ve ordulaştırılmamışlar mıydı!’’’
Küresel çakallar haritada hedeflerini belirleyip, üzerine çarpılar çiziyor sonra işe girişiyorlar… Hedef ülkelere para, silah, tetikçi, paralı asker, istihbaratçı, iletişimciler yollanıyor.. İnsan hakları merkezleri, STK’lar facebook/ twitter örgütçüleri ve yaygın medya harekete geçiriliyor. CIA, Mossad, MI6 örtülü operasyonu yönlendiriyor.. Bir gün Humus’u bir gün Hula’yı bir gün Kubeyir’i patlattırıyor..
Bilderberg onur konuğu Suriyeli ‘muhalif’ Bassma Kodmani!
Salbuchi ilginç bir noktaya daha işaret ediyor.. Küresel çetelerin bu ay başında Amerika’da yapılan Bilderberg toplantısına davet edilenlerden birinin de Suriye Ulusal konseyi’nin Fransa’da yaşayan liderlerinden Bassma Kodmani olduğunu hatırlatıyor!
KOdmani, Bilderberg toplantısında Henry Kissinger, Richard Perle, CFR’ciler, ve diğer düşünce (!) kuruluşlarının ‘beyin takımından gerekli emirleri alıyor.
Washington, Londra, Oslo pazarlıkları yapıyor, yol haritasını çiziyor, Netanyahu, Erdoğan, Kral Abdullah, Lübnan’da Haririciler Suudi ve Katar emirleri senaryoda sıralanıyor…
Sıralanıyorlar da pek becerikli oldukları söylenemez.. Küresel sırtlanlar da , emirleri altına aldıkları ‘adamları’ da 1 yılda bir arpa boyu yol gidemiyor..
Davutoğlu’nun da vurguladığı gibi bir kere kendi aralarında çekişiyorlar.. Paylarını beğenmiyor birbirlerine düşüyorlar.. Geçen yazısında Kissinger, Mısır’da Mübarek’in erken gönderildiği ve sonuçlarının düşünülmediği eleştirisini yaptı… Demek ki rakip kanat işi oldu bittiye getirmişti.. Acaba Mübarek’in yüzlerce milyarına hangi kanat el koydu!..
İkinci sorunlu nokta bölge liderleri denetim altına alındı ama bölge halkları direniyor… Kendi akrabalarını katletmeye ikna edilemiyorlar!
Üçüncüsü Rusya Çin ve İran ve Şanghay İşbirliği Örgütüne üye Avrasya ülkeleri bu işin sonunun Çin’e kadar ulaşacağını hatta son Panetta açıklamasıyla ulaştığını görüyor.. Amerikan deniz kuvvetlerinin yüzde 60’ı 2020’ye kadar, Pasifik ve Güney Çin denizinde konuşlanacakmış ya! Suriye’nin bu örgünün ilk ilmeği olduğu açık.. Suriye düşerse tüm coğrafyanın ardı ardına kana bulanacağını biliniyor… Türkiye’den Çin’e kadar…
Kaosu ‘fırsat’ sayan küresel efendilerden de endişe çığlıkları yükseliyor. Büyük oynarken ya denetim ellerinden kaçıcverirse.. işte kararsız davranışları açıklayan bir başka husus da bu!
Geçtiğimiz günlerde Kissinger, ‘Suriye’ye müdahale küresel düzeni bozabilir!’ başlıklı makale yazıyor ve ‘operasyon hedefe ulaşmazsa , bu belalı coğrafyaya nasıl hakim oluruz’ sorusunu soruyor..
Brzezinski, ‘Duygusal davranmayalım’ başlıklı yazısında, ‘Suriye’ye bir ABD müdahalesi Washington’a pahalıya patlar!’ saptamasını yapıyor..
Biz bunları daha önce yaşadık!
Küresel efendilerin danışmanları, Suriye konusunda ‘risk almadan örtülü operasyonu komşu ülkeler eliyle yürütme’ isteğinde… Başrolü eşbaşkan, Suudi kralı ve Ürdün kralı arasında bölüştürüp istihbarat ağını İsrail’e tevdi ediyorlar.. Gri bölge , kara savaşı ve nokta atışlarla Suriye’yi göçertip, bir sonraki aşamada, bu operasyonda rol alan ülkeleri sıraya dizmeye hazırlanıyorlar!
Türk milleti, komşu devletin çökertilme adımları CANLI YAYINLA evine getiriliyor.. …Bu küresel planlar daha önce Yugoslavya’da, Irak’da, Afganistan’da, Libya’da sahne aldı…
Bunlardan çok daha önce aynı oyun aynı aktörlerle Osmanlı topraklarında oynandı:
Ve Mustafa kemal paşa, batı Projelerini ANTİ EMPERYALİST Proje ile çökertti..Biz bunu yaşadık Bu oyunları en iyi bilen millet biziz!
Mustafa KEMAL Paşa 1918’de Halep’deydi.. ‘Dinimizin imansız düşmanlarının vaatlerine kanmayınız!’ diye haykırıyordu. Arap milliyetçileriyle beraber anti emperyalist bir direniş planlamıştı. Kuvvayi Milliye güçlerini önce Suriye içinde örgütlemişti.. Araplar ve Türk milli güçler elele vererek İngiliz zulmüne karşı durmuştu..
Arap ülkeleri Batı işgalinden kurtulduktan sonra bir konfederasyon kurmayı bile planlamıştı.. Yaşasaydı, Esad ile elele verirdi.. Rusya, İran, Afganistan’ın, Azerbaycan , Filistin, Suriye ve Lübnan’ın topyekün direndiği bir bölge düşünün! Kanlı çeteler o zaman geçmişte olduğu gibi kendi kanlarında boğulurlardı!
>
Banu Avar
[email protected]