Millî Yemini Hatırlayın! / Banu AVAR

0
1440

Bugün Cumhuriyet’in 88. yıldönümü… Ata’mızın ölümünden beri, 70 küsur yıldır Türkiye BATININ DELİ GÖMLEĞİNE DOLANMIŞ HALDE!
Mustafa Kemâl Atatürk, 1921’de Kurtuluş Savaşı’nın ortasında bugünü anlatan şu sözleri etmiştir:

    ‘Batı ile uyuşma, Türkiye’nin kaçınılmaz olarak köleleştirilmesi anlamına gelecektir.’

Ve devam eder:

    ‘Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir ulusun evladı olmalıyım. Bu nedenle Ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur!.. Benim ulusumu yok etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu isteğinden vazgeçene kadar amansız düşmanıyım!’

Atatürk ölene kadar ulusal bağımsızlığımıza zarar verecek hiçbir dış ilişkiye girmemiştir. Emperyalist devletler 1938’e kadar Türkiye’ye bulaşamamışlardır.
Ölümünden 140 gün sonra İsmet İnönü, Fransa ve İngiltere ile ‘Üçlü Anlaşma’yı imzalamıştır. Bu imza ile Türkiye Batı’nın Deli Gömleğini kafasından geçirmiştir.
Sırtlan sırıtmasıyla bekleyen emperyalist devletler, Lozan Anlaşması sırasında söylediklerini hayata geçirmek için harekete geçmişlerdi.. Lozan’da İsmet İnönü’ye Lord Curzon’un dedeiklerini hatırlayın.

    ‘Müzakerelerde sizden istediklerimizi alamıyoruz. Ama unutmayın , bugün reddettiklerinizi yarın cebimizden çıkarıp önünüze koyacağız!’

İngiliz New Conventional gazetesi de Lozan anlaşmasından bir gün sonra şu yoruma yervermişti:

    ‘Türkiye teoride bağımsız ülke oldu… Ancak sanayi ve ticarette yeteneksiz ve sermayeden yoksun olan bu toplumu tanıyanlar bilirler ki, bu bağımsızlığın ömrü çok kısa olacak, ve eski durum bir başkasının egemenliğinde geri gelecektir.’

Ne yazık ki batının bu öngörüleri, ülkeyi yönetmeye talip olanları yeteneksiz ellerinde gerçekleşmiştir!
Üçlü Anlaşma sonrası 1945’e kadar geçen süreyi batı iyi değerlendirmiş, ‘uzman’ları istihbaratçılarını Türkiye’ye yollamış, çizdiği yol haritasını yönetime kabul ettirmiştir.
Türkiye 1945’de, batının dayatmasıyla ‘demokrasi (!)ye geçme’ kararı almış, hiçbir hazırlığı olmadan, dayatılan ‘piyasa demokrasisi’ne balıklama atlamıştır.
Yine 1945’de ABD’nin siyasi mekanizması Birleşmiş Milletler’e üye olmuş, deli gömleğine biraz daha sarılmıştır.
1947’de Atatürk’ün Türkiyesi, ABD’nin ekonomik sömürü mekanizması Dünya Bankası, ve İMF üyeliğiyle tanışmıştır. 1952’de ABD’nin savaş mekanizması NATO’ya da üye olarak kımıldayamaz hale gelmiştir..
Bu üyeliklerle Türkiye, MİLLİ ekonomisini, Milli eğitimini ve Milli savunmasını Batının eline vermiştir.
1960’da OECD üyesi olacak, onlarca emperyalist mekanizmanın içinde kaybolacaktır.
1995’de, havai fişekler eşliğinde AB Gümrük Birliği’ne girerek kendi milleti aleyhine her türlü düzeneğin içinde debelenecektir.
1991’de Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Yasasıyla Ulus devlet olmaktan çıkacak BAĞIMSIZLIĞINDAN feragat edecektir.
2003’de BM İkiz yasaları kabul ederek BÖLÜNMEYE ‘evet’ diyecektir.
2006’da Bölgesel Kalkınma Ajansları’na ‘Peki’ diyerek federalizme yol döşeyecektir.
Mustafa Kemâl Atatürk MİSAK-ı MİLLİ yani MİLLİ YEMİN derken , Toprak bütünlüğü yanı sıra, MİLLİ eğitimi ve MİLLİ ekonomiyi ve MİLLİ savunmayı kastetmişti. Onlarsız tam bağımsızlık imkan dahilinde değildi!
Sizi 88. yılda MİLLİ YEMİNİ HATIRLAMAYA DAVET EDİYORUM!
Bakın 1992’de Alman Dışişleri bakanı Hans Dietrich Genscher, 1994’de Amerikan büyükelçisi Morton Abromowitz , 1998’de Alman Süddeutsche Zeitung’da Wolfgang Koydl ardı ardına ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin ölmesi gerektiğinden’ sözetmişlerdi…
Sonuncusu şöyle demişti:

    ‘On yıl içinde Türklerin komşusu olan 3 güçlü politik sistem battı.Ve sessiz sedasız yokoldu. İran’da Şah monarşisi, Sovyetler Birliği’nin Politbüro komünizmi, ve Yugoslavya’da federatif Balkan deneyimi… Hepsi de dinsel ya da etnik çelişkiler yüzünden yıkıldılar. Türkiye’de her ikisi de var…. Lenin’in devleti 73 yaşına basmıştı. Yugoslavya 74 yaşındaydı. Atatürk’ün Cumhuriyeti bu yıl hayli kritik 75. yaşına girdi!’

Bugün Atatürk Cumhuriyeti 88. yaşında! Hala nefes alıyor! 88. yaşında geleneksel geçit törenleri de yasaklandı. Ama halkın kalbinden Cumhuriyet aşkı söküp alınamadı! AB yetkilisi Karen Fogg, Türkiye’deki görevinden ayrılırken bundan şikayet etmişti.. ‘Bu milletten Atatürk sevgisi temizlenmeden Türkiye batılı olmaz!’ demişti.
Türkiye Türkiye olarak kalacak!
Cumhuriyet bayramı bu cefakar milletin bayramı olarak kutlanacak. Cumhuriyete düşman olanlar, bunca yıldır riyakarca kutladıkları bayramları artık kutlamak istemiyorlar. Artık Cumhuriyet, Cumhuriyet’in gerçek sahiplerince selamlanacak. 88. yılda da tüm şehitlerimize selam yollanacak, dua edilecek ve bu Cumhuriyeti korumaya yemin edilecek!…
75. yılında can vermedi, 88. yaşında da aldığı ağır darbelere karşın korunup kollanıyor… 880. yaşında da burada olacak! TÜRKÜ TASFİYE PLANI son kertede de olsa başarıya ulaşamayacak!
Bizler, kanla sulanmış topraklarda atalarımızın verdiği ahlakla nefes aldıkça!

Metin Aydoğan KEMALİZM ve TÜRKİYE 1-2
Sinan Meydan CUMHURİYET TARİHİ YALANLARI 1-2
Bu kitapları bugünlerde okuyun…

Önceki İçerik'Geldik! Gördük! Öldürdük!' / Banu AVAR
Sonraki İçerik03.11.2011: Ulusal Kanal – Ekopolitik
2009’da Avrasya TV'de DÜNYA DÜZENİ adlı haber programını yaptı. 2004-2008 arasında TRT'de ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı. Londra City University televizyon bölümünde yüksek lisans yapan ve BBC TV Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalışmış, TRT’nin Londra muhabirliğini üstlenmiş; Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalışmış ve birçok dizi yazıya imza atmıştır. TRT 1 ve TRT 2’de yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği "Mozaik" ve "Kaleideskop" programları yayınlanmıştır. "32. Gün" programının ilk yıllarında programın Londra muhabirliğini yapmış ve Kıbrıs, Demirkırat gibi belgesellerde yapımcı, araştırmacı olarak görev almıştır. BEN SEZAR (‘I, Ceasar’), KIRIM SAVAŞI (‘Crimean War’), BÜYÜK OYUN ‘The Great Game’ ve TRUVA ‘Troy’ gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yer almıştır. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır. 2004 yılında -Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte- işine son verilmiştir. Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Artık BİZ DE varız!, Devlerin Savaş Alanı Afganistan, Türkiye Sevdalıları gibi belgesellerden OHRİ, GÜZEL OHRİ Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında bir çok kez gösterime girmiştir; Rıza oğlu Haydar ALİYEV belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca yayınlanmıştır. 2004 yılında yapımına başladığı; Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 82 ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında belgeseli 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı.. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir! Avar daha sonra, 2009 Şubat - Haziran arasında AVRASYA TV (ART)'de "DÜNYA DÜZENİ" adlı haber programını yaptı. Banu Avar, 2004-2008 yılları arasında 40'dan fazla kurumdan çeşitli ödüller ve plaketler almıştır. 8 kitabı bulunmaktadır: Sınırlar Arasında (2006) Avrasyalı Olmak (2007) Hangi Avrupa (2007) ‘Böl ve Yut!’ (2008) Hangi Dünya Düzeni (2009) Kaçın Demokrasi Geliyor (2010) Gün O Gündür (2012) Zemberek (2016)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz