'Küresel' Anneler Günü İçin! / Banu AVAR

0
2205

O 1864 de doğdu. 41 yaşında annesini kaybettiğinde ABD ‘yeni Dünya Düzeni’nin ana hatlarını bulmaya çalışıyordu, Avrupa’da ‘kan rüzgarları’ esiyor, Osmanlı İmparatorluğu gizli anlaşmalarla bölünmenin eşiğinde duruyordu.
Dünya ilk kez topyekün bir petrol savaşına sahne olmak üzereyken ve milyonlarca anne katledilecekken, Anna Jarvis Amerika’da ‘anneler günü’ önerisini bir kilisede kutladı.
Önerisi emperyal güçlerin dünyaya ‘kültür ihracatı’ modeli için ‘elverişli’ bulundu ve başta başkan Wilson olmak üzere, gazete patronlarından din adamlarına ve Senato’ya kadar kabul gördü.
Dünya kanla yıkanırken, Wilson prensibiyle Anadolu’ya kukla devletler oturtulurken Mayıs’ın 2. Pazar günü ‘anneler günü’ ilan edilmişti.

***

1. Dünya Savaşı emperyal güçlerin Pazar kapma yarışıydı. Ve bu paylaşım kavgasında sadece topraklar değil zihinler de devşirilecekti.. Emperyal güçler, zihinsel işgalin atom bombasından daha etkili olduğunu söylemişlerdi.. Kanlı savaşlar, petrol, pamuk ve buğdayın ele geçirilmesi için beyinlerin de işgal edilmesi gerekti. O yıllarda yeni bir dünya düzeni şekilleniyor, Amerikan küresel çetesi ‘tek dünya sistemi’ ‘tek dünya kültürü’ üzerine kafa yoruyorlardı.
Anna Jarvis 1948 yılında 84 yaşında 2. bir dünya paylaşım savaşının ertesinde öldü.. Ölmeden önce ortaya attığı fikrin tüketim amacıyla kullanılmasından duyduğu üzüntüyü belirtiyor, ‘Bu özel günü dini bir kutlama olarak düşünmüştüm. Oysa ticari amaçlara alet oldu.’ demişti. Demekle kalmadı, ulvi fikrinin metalaşmasına duyduğu nefretle birçok kurum ve kuruluşa dava açti ve doğal olarak hepsini kaybetti. Öldüğünde çok yoksuldu, evi bile elinden alınmıştı, bir hastane köşesinde hayata veda etti. Çocuğu yoktu. Emperyalizm gerçekleri gördüğü ve göstermeye kalktığı için Jarvis’i affetmemişti.
Adı unutuldu gitti..
Emperyalizm anneler gününü birçok ülkeye ihraç etti. Tıpkı birçok benzer gün gibi…
Türkiye 1947’de küresel çetenin kucağına düşünce ‘Amerika, canım feda sana’ şarkıları eşliğinde , NATO için Kore’ye asker yollayacak, Amerikan üslerine ve barış gönüllüsü adı altında ajanlara kapılarını açacak, süt tozları içeçek, Amerikan eğitimiyle zihni bulandırılacak, Hollywood filmleriyle küçük Amerika olmaya özenecekti… Anasıyla babasıyla tüm millet yokluk ve yoksulluk içine sürüklenir, ülkenin tüm varlıkları küresel odakların eline geçerken Anneler günü en yoksulundan en varsılına kutlamakla övünülen bir güne dönüşecekti…
Milli günler hızla solarken ‘küresel günler’ öne çıkacaktı…
Bu millet anasının değerini her şeyin üzerinde tutan bir millettir. ‘Cennet anaların ayakları altındadır’ diyen bir dine mensuptur.. Anasına atasına yılda bir gün değil yaşadığı her anı adayan bir kültürden gelmiştir. Emperyalizm için bu tehlikelidir ve değişmelidir! Her şey sahteleşmeli, tek bir gün analar için tüm alış veriş merkezleri kampanyalar yapmalı, parası var yok herkes sokakalara çıkmalı, alabileceği ne varsa almalıdır.
Küresel ekonomik işgâl bir yandan, sırtlan dişlerini etine geçirdiği millete ‘ananı da al git’ derken öbür yandan sırıtarak ‘ama bir şey al da git! diye hırlamaktadır..

Kılcal damarlarımıza kadar sızan ‘kültür’süzleşme örneklerini kendi yaşamınızda yakalayın…
Anneler, babalar, halalar, teyzeler, sevgililer günlerini çoşku içinde kutluyor musunuz… Avrupa’da Müslümanların kılıçtan geçirildiği 1 Nisan gününde eşe doşta şakalar mı yapıyorsunuz, sorgulayın…
Emperyalizmin tarifini mi istiyorsunuz? Günlük yaşantınıza ve değişen değerlere bakın…
Analarınızın, atalarınızın değerini yaşadığınız sürece unutmayın!


Bu yazı Silivri’de yatan gazeteci Müyesser Yıldız’a adanmıştır…

Önceki İçerik'Küresel' Anneler Günü İçin! / Banu AVAR
Sonraki İçerik'SURVİVOR' ve Benzerleri Toplumu 'FORMATLIYOR'! / Banu AVAR
2009’da Avrasya TV'de DÜNYA DÜZENİ adlı haber programını yaptı. 2004-2008 arasında TRT'de ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı. Londra City University televizyon bölümünde yüksek lisans yapan ve BBC TV Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalışmış, TRT’nin Londra muhabirliğini üstlenmiş; Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalışmış ve birçok dizi yazıya imza atmıştır. TRT 1 ve TRT 2’de yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği "Mozaik" ve "Kaleideskop" programları yayınlanmıştır. "32. Gün" programının ilk yıllarında programın Londra muhabirliğini yapmış ve Kıbrıs, Demirkırat gibi belgesellerde yapımcı, araştırmacı olarak görev almıştır. BEN SEZAR (‘I, Ceasar’), KIRIM SAVAŞI (‘Crimean War’), BÜYÜK OYUN ‘The Great Game’ ve TRUVA ‘Troy’ gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yer almıştır. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır. 2004 yılında -Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte- işine son verilmiştir. Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Artık BİZ DE varız!, Devlerin Savaş Alanı Afganistan, Türkiye Sevdalıları gibi belgesellerden OHRİ, GÜZEL OHRİ Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında bir çok kez gösterime girmiştir; Rıza oğlu Haydar ALİYEV belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca yayınlanmıştır. 2004 yılında yapımına başladığı; Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 82 ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında belgeseli 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı.. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir! Avar daha sonra, 2009 Şubat - Haziran arasında AVRASYA TV (ART)'de "DÜNYA DÜZENİ" adlı haber programını yaptı. Banu Avar, 2004-2008 yılları arasında 40'dan fazla kurumdan çeşitli ödüller ve plaketler almıştır. 8 kitabı bulunmaktadır: Sınırlar Arasında (2006) Avrasyalı Olmak (2007) Hangi Avrupa (2007) ‘Böl ve Yut!’ (2008) Hangi Dünya Düzeni (2009) Kaçın Demokrasi Geliyor (2010) Gün O Gündür (2012) Zemberek (2016)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz