Korkmakta Çok Haklılar / Banu AVAR

1
1310

Davutoğlu, Suriye’ye müdahale sakızını yeniden çiğnemeye başlayan Batılı kasaplara, ‘Biz de varız!’ demiş…
Bu millet biliyor: Seni yem olarak ortaya süren de, yumruklarını göğsüne vurarak ‘Esed Esed’ diye kükre emri veren de, ‘beceremedin’ deyip, ‘sınırları erit ki, terör ekiplerimiz, silah ve lojistiği rahat taşısın’ diyen de, ölüm makinalarını Türkiye’nin dört bir yanına yerleştiren de, canilere TC nüfus kağıdı verdirip, maaşa bağlatan da ve şimdi Suriye’ye en ufak bir müdahale imkanı olduğunda aynı anda Türkiye’ye de müdahale edeceği kesin olan da bu bıçağını yaladığın Batılı kasaplardır, azrailin ta kendileridir!
Katliamları sadece Suriye’yle sınırlı değildir. Tarihe bak, ya da son 20 yıl da yeter! Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’nın göbeği Bosna’dan, Hindikuş dağlarının eteklerine kadar bombalarla oymadıkları yer kaldı mı? Bağdat’ın binlerce yılı yerle yeksan değil mi? Dün Reyhanlı’da ya da Cilvegözü’nde patlayan bombalar neydi!
Söyleyelim! ‘Hedeftesin Türkiye!’ işareti!
Ölüm onların birincil ‘iş’leridir! Birinci paylaşım savaşında da, ikinci pay kavgalarında da bu ‘iş’i gördüler. Nüfusu azaltıp birbirleriyle itiştiler. Sonra bir araya gelip, kolkola girip, bir üçüncü pay kavgasına kadar sömürdüler. Mideleri boşalmaya başlayınca gurultu ve hırıltıları arttı. Hedef belledikleri ülkelerde, boyunlarını bıçağa uysalca uzatan yönetimler seçtiler. Babalanır gibi olanları deliğe süpürdüler!
Şimdi birikmiş su, lavabo deliğine anafor yaparak ve gürültü çıkararak iniyor! AKP yönetimi, deli anaforun kenarında dehşetle her şeyi deliğe süpüren suya bakıyor. İçerisi telaşa düşmüş çatlak sesle dolu; dışarısı 2 sene önceki ‘aslan kaplan’ söyleminden çok uzak. Yüksekten uçan tribünlere yönelik efelenmeler olduğunda, batılı sırtlanlar, sadece, ‘Kellen bıçağımın tam altında, kıpraşma’ diyor
Küresel sırtlanlar yönetimden yana huzursuz değil. Onları endişelendiren bir koca tarih var. İşte o tarih 91 yıl önce bugün yazılmaya başlandı!
Uzun zaman sabredip, son anda patlatan bir milletin tarihi. Onlar bunu biliyor. Ve hiç unutmuyor!
Bu tarihi yazanlar, 5-10 bin askerden 200 bin asker yaratan bir millettir.
Kadın ve çocukları, barakalarda fişek dolduran bir millet!
İşçileri Eskişehir demiryolu atölyesinde top yapan bir millet! Düşmana Eskişehir’de mevzilendiği haberi verip, gece karanlığında Afyon’a kayan bir millet.
Öğrenci pilotlar Afyon hava sahasına bekçilik etmişti. “Othello Kazım” seyyar cephe tiyatrosu son kez perde demişti. Herkes cephedeydi!..
26 Ağustos sabahı Kocatepe’ye geldi! Düşman askeri Afyon’da rehavet içindeydi. Güneşin ilk ışıklarında balodan çıkıp karargahlarına esneyerek dönerken, Afyon ovasında top sesleri yeri göğü dövmeye başladı. Sadece 3 saat sonra 2 tepe dışında tüm hedefler ele geçirilecekti!
Yunan ordusu kaçarken her yanı yaktı! Uşak, Alaşehir, Turgutlu, Manisa, alevler altındaydı. Kaçarken önlerine çıkan her şeyi yok etmeye yeminliydiler. Türk ordusu Eylül başında Ödemiş, Salihli, Bozüyük, Bilecik, Akhisar, Balıkesir, Bursa, İzmir’i işgâlden temizledi.
Söz verdiği gibi savaşın 14. günü İzmir’deydi.
9 Eylül’de Nif’e geldiğinde Nifli kadınlar onu sessizce ve eğilerek karşıladılar. Halide Edip anlatıyor:
“Sarılıp dizlerini öptüler. Başörtülerinin ucuyla çizmelerini sildiler. Bir ikisi tozu gözlerine sürdü. Gözlerinden onun çizmelerine göz yaşı damlıyordu. Sonra geçip önünde el bağladılar.”
(Metin Aydoğan – Mustafa Kemâl ve Kurtuluş Savaşı cilt 1)
Yaşlı gözlerle ona uzun uzun baktılar. Söz bitmişti. Çok şey yaşanmıştı! Birlikte savaşmışlardı! O başkomutanlarıydı.
Artık nefes alabilen hür BİR MİLLET VARDI!
Şimdi bu milleti yok etmeye yeminli olanlar ve onların bıçağını yalayan zevat iyi bilsin ki, bu RUH kaybolmadı! Yoksa ne biz, ne bu yazıyı okuyanlar olurdu! Ne ergen gençlerimiz yemeden içmeden sabahlara kadar kurtuluş planları yapardı ne yaşlı ninelerimiz sokaklara çıkardı. Bildiğinizi biliyoruz hainler, korktuğunuzu da!
Küresel sırtlanların ağababalarından Morton Abromowitz Ocak 2013’de; “Türkiye ve yönetimi ‘tehlikeli sulardadır’! Türkiye’de yönetim, kontrol edemediği olayların önünde sürüklenmektedir!” dememiş miydi…
Abromowitz, 28 Ocak 2013’de National İnterest’de yayınlanan yazısında:
‘ABD Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta alacağı tavra müdahil olacaktır’ demişti.
‘TÜRKİYE VE ABD’NİN ÇIKARLARI ZITTIR’ demişti!
‘Bu durum ABD ile Türkiye’yi KARŞI KARŞIYA getirecektir!’ demişti!
ABD politikalarını belirleyen isimlerden biriydi. Amerika’nın Türkiye eski büyükelçisiydi. Kastettiğini birçok kez açıkça da söylemişti: “Türkiye, Suriye ve İran’la beraber ‘kesim sırası’ndadır. Baştakiler halledilmiş ama bu milletten korkulmaktadır!”
Ağılın kapısında, bıçaklarına ‘ne güzel ışıldıyor’ diye ‘bakanlar’ı onlar yarattılar. koltuklara oturttular ! Onlardan yana dertleri yok. Sopa bıçak havuç arasında onları oyalarlar..
Korkuları ‘Özgürlük benim karakterimdir!’ diyen bozkurtlar! Ve korkmakta çok haklılar!
Banu AVAR, 26 Ağustos 2013
Resim
http://www.milliiradebildirisi.org

Önceki İçerikKuklalar ve İrade-i Milliye! / Banu AVAR
Sonraki İçerik31 Ağustos 2013 Eskişehir Millî İrade Buluşması
2009’da Avrasya TV'de DÜNYA DÜZENİ adlı haber programını yaptı. 2004-2008 arasında TRT'de ‘SINIRLAR ARASINDA’ Haber Belgesel Programının yapımcısıydı. Londra City University televizyon bölümünde yüksek lisans yapan ve BBC TV Belgesel kurslarını bitiren Banu Avar BBC Türkçe bölümünde yapımcı ve sunucu olarak çalışmış, TRT’nin Londra muhabirliğini üstlenmiş; Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalışmış ve birçok dizi yazıya imza atmıştır. TRT 1 ve TRT 2’de yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği "Mozaik" ve "Kaleideskop" programları yayınlanmıştır. "32. Gün" programının ilk yıllarında programın Londra muhabirliğini yapmış ve Kıbrıs, Demirkırat gibi belgesellerde yapımcı, araştırmacı olarak görev almıştır. BEN SEZAR (‘I, Ceasar’), KIRIM SAVAŞI (‘Crimean War’), BÜYÜK OYUN ‘The Great Game’ ve TRUVA ‘Troy’ gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinin künyesinde Türkiye prodüktörü olarak yer almıştır. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurmuş, 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza atmıştır. 2004 yılında -Attila İlhan ve Erol Manisalı ile birlikte- işine son verilmiştir. Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’da, Artık BİZ DE varız!, Devlerin Savaş Alanı Afganistan, Türkiye Sevdalıları gibi belgesellerden OHRİ, GÜZEL OHRİ Makedonca’ya çevrilmiş ve Makedon Ulusal TV Kanalında bir çok kez gösterime girmiştir; Rıza oğlu Haydar ALİYEV belgeseli ise Azerbaycan Devlet Kanalında defalarca yayınlanmıştır. 2004 yılında yapımına başladığı; Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu, Orta Asya, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Avrupa’dan dosyalarla 82 ülkeden konuların yer aldığı Sınırlar Arasında belgeseli 2008 mayıs ayında ABD, İsrail, Gürcistan, İsveç Büyükelçilerinin şikayetleri sonucu yayından kaldırıldı.. Bu gerekçe TRT üst yönetimi tarafından beyan edilmiştir! Avar daha sonra, 2009 Şubat - Haziran arasında AVRASYA TV (ART)'de "DÜNYA DÜZENİ" adlı haber programını yaptı. Banu Avar, 2004-2008 yılları arasında 40'dan fazla kurumdan çeşitli ödüller ve plaketler almıştır. 8 kitabı bulunmaktadır: Sınırlar Arasında (2006) Avrasyalı Olmak (2007) Hangi Avrupa (2007) ‘Böl ve Yut!’ (2008) Hangi Dünya Düzeni (2009) Kaçın Demokrasi Geliyor (2010) Gün O Gündür (2012) Zemberek (2016)

1 Yorum

  1. Merhaba,
    Elbette KORKACAKLAR!
    Ateist din adamlarımızdan,
    Sol/Sosyalist Bozkurtlardan…

    ‘Söz konusu VATAN olduğunda, gerisinin teferruat olduğunda’ bila kayd-ü şart;
    Mahallesini, Köyünü, İlçesini, İlini velhasıl MEMELEKETİNİ, her türlü, ahval ve şerait’te, durumun ne kadar na-müsait olup olmadığına bakmadan ileri atılacağımızdan, tıpkı bizim gibi, ONLAR dai eminler.

    Korkularının temelini bu oluşturmaktadır.

    Saygılarımla.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz