Emperyalizm saldırılarını sürekli kılmak için hedef ülkelerde SIZMA harekatı yapar. İşbirlikçiler üretir. Çünkü gerçek DİRENÇ noktalarını, MİLLİ İRADEYİ yok etmeden bir ülkeye diz çöktürülemez..
O nedenle 1940’lardan beri Türkiye SIZMA OPERASYONU’nun en rafine örneklerine şahit olmuştur. Tüm devlet katmanlarına, Milli Savunma, Milli Eğitim, Medya kurumlarına sızılmıştır. Emek kurumları ve çeşitli MİLLİ derneklerin üst kademeleri, siyasi parti mensupları ele geçirilmiştir.. PODOL raporunda, bu amaç açık ve net bir biçimde dile getirilmiştir.
‘Atatürkçüyüm!’ diyen kişiler arasında batının en koyu emperyalist kurumlarının maskeli örgütlerine üye olup bundan gurur duyabilenler vardır. Kimisi masumane duygularla bu çevrelere girer, kimisi bilinçli olarak ‘görevini’ ifa eder.
Geçenlerde bir ilimizde, moda deyimle ‘sosyal sorumluluğu’ yerine getirmek ve biraz da işini geliştirmek için çevre yapmak amacıyla, kentin Rotary’sine katılmış bir vatandaş bana sordu:
‘Ben Atatürkçüyüm! Emperyalist devletlere sonuna kadar karşıyım. Rotaryen olmanın bu görüşle çeliştiğini düşünmüyorum!’
Konuşma tek dünya hedefi güden, dünyayı kana bulayan küresel çetenin en üst örgütleri, CFR (Dış İlişkiler Konseyi), Bilderberg, Trileteral’in vahşi planlarından örneklerle devam etti.
O bir Rotaryen’di. Batıdaki ‘Guvernorlerine’ bağlıydı. Devletler, hükümetler üstü bir örgütün binlerce şubesinden birinde ‘enternasyonalist’ ağın içinde yeralmaktaydı.. Ama neyin içinde olduğunu bilmiyordu.. …
Rotary ve benzer kurumların ana amacının MİLLİ olanla çeliştiğinin farkında değildi…
Zaten bu örgütlenmenin becerisi buydu..
Okulları badana etmek, çocuklara burs vermek, periyodik olarak şık yerlerde, özel ceketlerle hanımlı beyli ‘elit’ toplantılarda dünyanın bir parçası olduğunu hissetmek… Böyle şeylerden bahsetti…
Bu ve benzer ‘özel cemiyetlere’ masumane şekilde paçayı kaptırmış olanlar için bir bilgi verelim: Belki bulundukları çevreyi bir daha değerlendirirler..
Dünyayı kendi egemenlikleri altına almayı ve tüm doğal kaynakları sömürmeyi, ülkeleri küçük şehir devletlere ayırıp kendilerine bağlamayı, ulus devletleri yok etmeyi hedefleyen CFR (Council on Foreign relations) DIŞ İLİŞKİLER KONSEYİ, BİLDERBERG vs. gibi küresel sermayenin en üst örgütlerini kuranlar, aynı zamanda Rotary ve benzeri yapıların da kurucularıdırlar.
Mesela Rotary İnternational’ın arka plandaki kurucusu, İnternational Bilderberg Group’un da kurucularından biridir. Adı: Prens Bernhard of Lippe Biesterfeld’dir… İsminden de anlaşılacağı gibi Prens bir derebeyidir.. Şimdiki Hollanda Kraliçesi Beatrix’in babasıdır. Wikipedia’dan bilgilere kendiniz ulaşın. ‘Ne var bunda!’ diyorsanız hiç aldırmayın…
Prens Bernhard , 2004’de ölene kadar küresel elitin önde gelen isimlerinden biriydi. Sadece Rotary ve Bilderberg kurucusu değil, aynı zamanda şimdi Al Gore’un başkanlığında hedef ülkelerde şirin maskesiyle fırıldak çeviren Doğal Hayatı Koruma (World Wildlife Fund) Derneğinin de kurucularından biri ve başkanıydı.
2. Dünya savaşının ‘kahramanı’ olarak tanıtıldı ama Lockheed rüşvet Skandalının ortasında yeraldı. Bu nedenle erkenden kenara çekilmeye mecbur kalmıştı…
160 ülkede 30 binden fazla şubesiyle göya İNSANİ YARDIM amaçlı DERİN DÜNYA DEVLETİ örgütlerinden biri olan ROTARY İNTERNATİONAL’in kuruluşunda aktif görev almıştı..
Rotary bugün küresel şirketlerin çıkarları için çalışan Birleşmiş Milletler ile kuruluşundan bu yana derin ilişkiler yürütmektedir. Zaten 1945 ‘de BM San Francisko toplantısına da 50 Rotaryen delege, danışman olarak katılmıştır. UNESCO gibi dünyanın bir çok yerinde sızma harekatının lideri olan örgütler, Rotary, 1943 Konferansı kararlarına bağlı olarak kurulmuştur.
Rotary İnternational temsilcileri, kendi belgelerinde de görüleceği üzere dünya çapında bilgi akışını kontrol eder ve bağlı oldukları elitlere hizmet ederler.
Avrupa Konseyi, Afrika Birliği Örgütü, BM Çevre Programı, Dünya Gıda Programı ve DÜNYA BANKASI gibi emperyalizmin ana odaklarında ve kılcal damarlarında ‘İŞ’ yürütürler. Bu emperyalist örgütlerin amaçları çerçevesinde hareket ederler.
Böylesi bir küresel örgüt ve benzerleri, ‘BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİM!’ diyen bir liderle nasıl bir araya getirilebilir.. O’nun yaşamı, bu gibi örgütler ve ülkelerle savaşarak geçmiştir… Tüm masonik örgütleri kapatan/yasaklayan O değil midir?!